Gece Körlüğü

Gece Körlüğü



Toplumda sıklıkla izlenen görme problemleri kimi zaman sadece belirli koşullarda kendini gösterir. Erken dönemde tespit edilen bu belirtiler, işaret ettiği ciddi sağlık sorunlarının erken müdahale ile tedavi edilebilmelerini sağlar. Bu belirtilerden biri de gece körlüğüdür.

Gece Körlüğü Nedir?

Gece körlüğü veya niktalopi; ışığın az olduğu ortamlarda görme alanının ve görme keskinliğinin belirgin olarak azalması şeklinde tanımlanır. Burada bahsedilen, tam anlamıyla bir körlük değil; görmede meydana gelen bozukluktur. Az ışıkta görmede meydana gelen aksaklıklardan çeşitli rahatsızlıklar sorumlu olabilir. Bu anlamda, gece körlüğü kendi başına bir hastalık değil, başka bir rahatsızlığın belirtisidir.

Gece körlüğü tipik olarak çok ışık alan bir ortamdan, daha az ışıklı bir bölgeye geçiş esnasında geçici olarak görmenin ciddi anlamda kısıtlanması ile tanınır. Örnek olarak hasta, aydınlık bir günde dışarıda yürürken, kapalı bir mekâna giriş yaptığında bir süre etrafını görmekte zorlanabilir.

Gece Körlüğü Neden Meydana Gelir?

Gece körlüğü şikayetine neden olan çeşitli sağlık sorunları mevcuttur. Kişide gece körlüğü şikayetinin ortaya çıkması, hasta için uyarıcı olmalıdır. Bu sayede, erken dönemde sağlık kuruluşuna başvurarak altta yatan problemin çözülmesi sağlanmış olur. Gece körlüğüne neden olabilecek rahatsızlıklar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

Miyop

Uzağı görememe olarak da bilinen miyop durumunda, erken dönemde az ışıklı ortamlarda görme alanı ve keskinliğinde azalma ile karşılaşılabilir.

Katarakt

Göz içinde yer alan lens dokusunun saydamlığını kaybetmesine yol açan yıpranma ve doku birikimlerine katarakt adı verilir. Özellikle ileri yaşla beraber göz lensi saydamlığını kaybeder. Bunun sonucu olarak az ışıklı ortamlarda lensten retinaya düşen görüntü miktarında azalma ortaya çıkar. Katarakt ileri yaşla beraber tek başına olabileceği gibi, çeşitli sağlık sorunları nedeniyle daha erken yaşlardaki hastalıklarda ikincil olarak da gelişebilir.

Diyabet

Şeker hastalığı sonucunda kanda artış gösteren kan şekeri, diğer dokularda olduğu gibi göz dokularında da birikmeye başlar. Bunun sonucu olarak başta göz lensi ve retina olmak üzere dokularda ve görme fonksiyonlarında bozukluklar ortaya çıkar.

A Vitamini Eksikliği

Gece körlüğünün tipik olarak görüldüğü ve tanımlandığı durumlardan biri A vitamini miktarındaki ciddi azalmalardır. Özellikle yağ sindiriminin bozulduğu durumlarda (pankreas yetmezliği, kistik fibrozis, kronik ishale neden olan enfeksiyonlar vb.) yağla beraber emilen A vitamini de vücuda yeterli miktarda alınamaz. Bunun sonucu olarak, görmeden esas olarak sorumlu retina moleküllerinin üretimi bozularak az ışıkta görme kaybı gelişmeye başlar.

Glokom

Göz tansiyonu olarak da bilinen glokom hastalığında, göz içi sıvılarının çeşitli sebepler sonucu artarak göz dokularına baskı uygulamasıyla ağrı ve rahatsızlık hissi gelişir. Bunun sonucunda göz bebeği kasılma refleksi göstererek, göz içine giren ışık ve görüntüde azalmaya yol açıp, gece körlüğüne neden olabilir. Benzer şekilde glokom tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar da göz bebeğinin küçülmesine yol açtığından, benzer bir bozukluk yaratarak gece körlüğü yapabilir.

Keratokonus

Gözün kornea tabakasının şekil bozukluğuna keratokonus adı verilir. Kornea yapısı ve şekli bozuk olduğundan, göz içine giren ışık ve görüntü miktarında da ciddi bozulmalar söz konusudur.

Retinitis Pigmentosa

Retinadaki görmeden sorumlu hücrelerin ilerleyici biçimde harap olması ile tanınan genetik temelli bir hastalıktır. Bu hastalıkta, az ışıkta görmeden sorumlu retina hücreleri ilk olarak harap olduğundan erken dönemde gece körlüğü ile tanınır.

Usher Sendromu

Genetik temelli, hem görme hem de işitme fonksiyonlarında bozulma ile karakterize bir hastalıktır. Retinitis pigmentosaya yol açarak gece körlüğü belirtisini ortaya çıkarır.

Bazı kornea cerrahileri ile ilaç tedavilerinin sonrasında da gece körlüğü şikâyeti ortaya çıkabilir.

Gece Körlüğü Tedavisinde Neler Yapılır?

Gece körlüğünün ortaya çıkmasında çeşitli hastalıklar rol oynayabildiğinden, etkin bir tedavinin yapılabilmesi, altta yatan sağlık sorunun doğru tespit edilebilmesine bağlıdır. Bu anlamda, gece körlüğü şikâyeti olan hasta, uzman bir hekim tarafından değerlendirilmek üzere sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır. Hekim tarafından ayrıntılı bir öykü alınarak, detaylı bir fiziki muayene yapılır. Ardından yapılan görme ile alakalı ölçüm ve tetkikler sonucunda altta yatan sağlık sorunu tespit edilir. Tedavi de bu sürecin sonrasında planlanır.

Eğer katarakt veya keratokonus gibi dokuların organik problemleri nedeniyle ortaya çıkan gece körlüğü söz konusuysa, cerrahi müdahale seçeneği değerlendirilir. Ameliyatla katarakt olan lens düzeltilir veya değiştirilir. Keratokonus tedavisinde uygun kontakt lens uygulamasına başvurulabilir.

Diyabete bağlı gece körlüğünde asıl hedeflenen, kan şekeri kontrolünün sağlanmasıdır. Diyabet tedavisinin uygun ve etkili yapıldığı durumlarda, diyabete bağlı göz hasarı da önlenmiş olur.

A vitamini eksikliği tespit edildiğinde, vitamin takviyesinin yapılmasının yanında eksikliğe neden olan sağlık probleminin de giderilmesi son derece önemlidir. Bu anlamda, farklı hastane bölümlerinin işbirliği ile gerçekleştirilen bir tedavi planına ihtiyaç duyulabilir.

İlerleyici miyop durumunda, gece körlüğü ile başlayan problem, görme sorunlarının derinleşmesi ile devam edebilir. Bu durum da miyop tedavisine yönelik girişimleri gerektirir.

Tüm bunların yanında, genetik temelli bazı hastalıklardan kaynaklanan gece körlüğü şikayetinin giderilmesi mümkün olmayabilir. Özellikle retinitis pigmentosa gibi ilerleyici ve tedavisi olmayan durumlar söz konusu olduğunda, hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik yöntemler tercih edilir.

Gece körlüğü şikâyeti olan kişilerin tedavi sonuna kadar karanlık ortamda çalışmasını gerektirecek durumlardan uzak durması önemlidir. Örneğin, gece körlüğü olan kişilerin akşam saatlerinde araç kullanması sakıncalıdır.

Gece Körlüğünü Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

Her ne kadar genetik temelli gece körlüğü problemlerinin önlenmesi mümkün olmasa da; diğer sağlık sorunlarından kaynaklanan gece körlüğünün önüne geçilmesi mümkündür. Buna göre aşağıdaki yaşam tarzı değişiklikleri uygulanarak gece körlüğünün gelişmesi engellenebilir:

•Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır. Özellikle A vitamininden zengin havuç, balkabağı, mango, yumurta, ıspanak veya tatlı patates gibi gıdalar düzenli olarak tüketilmelidir.

•Günlük beslenmede antioksidan içeriği yüksek gıdalara yer verilmelidir. Bunlar arasında; narenciye, brokoli, bitter çikolata, çilek, ahududu gibi besinler yer alır.

•Diyabeti olan hastaların tedavi uygulamalarına tam olarak riayet etmesi son derece önemlidir. Kan şekeri kontrolü sağlanmalı; ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda hekime başvurularak ilaçlar yeniden düzenlenmelidir.

Op. Dr.
Ayla Kut
Göz Hastalıkları
MEDICANA ÇAMLICA
Profili Gör
Oluşturma: 05.11.2020 06:49
Son Güncelleme: 12.01.2021 11:54
Oluşturan: Ayla Kut
+A A-

İlgili Bölüm Hekimleri