Amino asitler, vücudun düzgün bir biçimde çalışmasına yardımcı olur. 20 farklı türü bulunan amino asitlerin bir kısmı vücut tarafından üretilirken bir kısmı da vücuda yiyecekler yoluyla alınır. Bununla birlikte gıda takviyesi olarak da kullanılabilir. Birçok faydası bulunan amino asitlerin ihtiyaçtan fazla alınması ise sorunlara neden olabileceğinden mutlaka doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır.
Amino asitler, proteinleri oluşturan yapı taşlarıdır. Diğer bir deyişle proteinler aslında uzun amino asit zincirleridir. Vücutta her biri farklı ve önemli görevi olan pek çok protein çeşidi bulunur. Her proteinin de farklı bir amino asit dizilimi vardır. Bu dizilim proteinin şeklini ve işlevini belirler. Yani amino asitlerin birleşme şekillerine göre protein türleri oluşur.
Bir kişi protein içeren besinleri tükettiğinde sindirim sistemi proteini amino asitlere ayırır. Daha sonra vücut fonksiyonlarını yerine getirmek üzere ayırdığı amino asitleri çeşitli şekillerde birleştirir. Sağlıklı kabul edilen bir kişinin vücudu 11 amino asidi üretebilir. Dolayısıyla bunların dışarıdan alınmasına gerek yoktur.
Amino asitler kas büyümesine, hücre yenilenmesine ve hastalıkların önlenmesine yardımcı olur. Amino asit eksikliği ise sindirim sistemi sorunlarına, bağışıklığın düşmesine, depresyona, doğurganlıkla ilgili sorunlara, çocuklarda yavaş büyümeye ve daha birçok sağlık sorununa yol açabilir. Amino asitlerin her birinin görevi farklı olduğundan eksiklik durumunda belirtiler de değişir.
Vücudun çalışması için gereken amino asitler toplamda 20 tanedir ve 3 gruba ayrılır. Bunlar esansiyel, yarı esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitlerdir. Esansiyel olmayan 11 amino asit vücut tarafından üretilir. Alanin, glisin, prolin, arginin, asparajin, serin, glutamin, aspartik asit, sistein, glutamik asit ve tirozin esansiyel olmayan amino asitlerdir.
Yarı esansiyel amino asitler ise normal şartlar altında gerekli olmayan ancak hastalık gibi durumlarda ihtiyaç duyulanlardır. Bu nedenle koşullu olarak da adlandırılırlar. Yarı esansiyel amino asitler tirozin, arginin, glutamin, prolin, sistein, ornitin, serin ve glisindir.
Esansiyel amino asitler ise vücudun üretmediği ve dışarıdan alınması gerekenlerdir. Bunlar çeşitli yiyeceklerle birlikte vücuda girerek bağışıklık sistemini güçlendirir, sindirim sistemini düzenler ve cilt, saç ve tırnakların sağlıklı olmasına yardımcı olur. Her esansiyel amino asidin farklı bir görevi vardır. Esansiyel amino asitler şunlardır:
Protein tüketimine bağlı olarak amino asit eksikliği yaşanabilir. Böyle bir durumda ise hem fiziksel hem de psikolojik açıdan olumsuz etkiler gözlemlenebilir. Yorgunluk, depresyon, anksiyete gibi durumlar amino asit eksikliğinde ortaya çıkabilir. Bunlara ek olarak bağışıklık ve vücut direnci zayıflar, saç ile cilt sağlığı bozulabilir ve kas kaybı yaşanabilir. Amino asit eksikliği durumunda doktor kontrolünde takviyeler kullanılabilir.
Amino asit kullanımı, spor performansının artmasına katkıda bulunur. Valin, izolösin ve lösin egzersiz yaparken ekstra enerji sağlar. Esansiyel amino asitler egzersizden önce ya da sonra kullanıldığı takdirde kas büyümesine de yardımcı olur. Ek olarak amino asitler egzersizden sonra kişinin daha hızlı toparlanmasına da destek olur.
Amino asitler kas gelişimi ve kasların güçlenmesi açısından önemlidir. Kas atrofisi ve kas büyümesi arasındaki dengeyi de korurlar. Yapılan araştırmalara göre egzersizden sonraki iyileşme günlerinde amino asit takviyesi almak kas hasarı ile kas ağrılarını azaltır.
Amino asitler aynı zamanda kan şekerini düzenlemeye de yardımcıdır. Tip 2 diyabet hastalarının amino asit kullanması insülin düzeyini etkilemeden kan şekerini düşürmelerinin bir yolu olabilir. Ancak amino asit takviyelerinin uzun vadede kan şekeri üzerinde nasıl etkilerinin olabileceği henüz bilinmemektedir.
Amino asit kullanımı karaciğerin çalışmasına da katkıda bulunabilir. Yapılan araştırmalar, amino asit kullanmanın karaciğer fonksiyonlarını iyileştirebileceğini göstermiştir. Bununla birlikte amino asit takviyeleri cildin sağlıklı görünmesine ve nem seviyesinin iyileşmesine de destek olur.
Her gıda takviyesinde olduğu gibi amino asitler de mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Uzmanlar, her bir amino asidin takviye olarak tek başına kullanılmasını tavsiye eder. Bununla birlikte tavsiye edilen doz ve kullanım süresine de dikkat edilmelidir. Özellikle uzun süreli amino asit kullanımı mide bulantısı ve baş ağrısı gibi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Kan şekeri üzerinde etkili olması da bazı kişiler için bu takviyelerin kullanımını riskli hâle getirebilir. Ek olarak amino asit takviyeleri, hastanın kullandığı diğer ilaçlarla etkileşime girerek risk oluşturabilir. Bu yüzden amino asit kullanımı söz konusu olduğunda mutlaka doktora danışılmalıdır.