Böbrek Kanseri

Böbrek Kanseri



Böbrek kanseri, mesane ve prostat kanserleri ile birlikte en yaygın olarak görülen ürolojik kanserlerden biridir. Genel olarak erken evrede belirti göstermemesi nedeniyle, teşhis çoğu vakada geç konsa da idrarda kan görülmesi gibi yaygın semptomlar ayırt edici olabilir. Erken dönemde tanı konan hastalarda cerrahi yöntemlerin yanı sıra kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Böbrek Kanseri Nedir?

Karnın üst arka kısmında yer alan böbrekler, vücutta iki adet bulunan, sırt kasları ve kaburga kemikleri sayesinde korunan ve kandaki yabancı maddeleri süzerek idrar üreten organlardır. Görevi vücuttaki fazla tuz gibi mineralleri ve suyu temizlemek olan böbreklerde kötü huylu tümörlerin büyümesi böbrek kanseri olarak adlandırılmaktadır.

Böbrek Kanserinin Türleri Nelerdir?

Tıpta böbrek hücreli karsinom olarak da bilinen böbrek kanseri, genel bir tanımdır. Böbrek kanserinin en yaygın görülen türü renal hücreli kanserdir. Renal hücreli karsinom (RHK) olarak da bilinen böbrek kanseri türü tüm vakaların ortalama %90’ını oluşturmaktadır. Bu türde genel olarak tek böbrekte tek bir tümör oluşumu gözlense de bazı durumlarda tek böbrekte birden çok tümör ya da iki böbrekte de tümör görülür. Bu tür iki alt gruba ayrılır.

Berrak Hücreli Karsinom

Kanserli hücrelerin şeffaf ve berrak görünümünden adını alan bu alt tür, genel olarak Evre I ve Evre II’de teşhis edilir. İlerleyen dönemlerde ise akciğer ve karaciğer gibi yakın çevrede bulunan organlara metastaz yapabilir. Renal hücreli karsinom vakalarının büyük çoğunluğunu berrak hücreli karsinom oluşturur.

Papiller Renal Hücreli Karsinom

Genel olarak Evre I ve Evre II’de teşhis edilen papiller renal hücreli karsinom, genetik yatkınlık ya da kalıtsal hastalıklardan ziyade, daha çok böbrek yetmezliği ya da renal kisti bulunan hastalarda görülür. Erken evrede teşhisin kolay olması sayesinde toplam vakalarda hayatta kalma oranı yaklaşık %90’dır. Bu anlamda tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir.

Bu türlerin yanı sıra renal hücreli karsinomun nadir görülen alt türleri de vardır. Nadir görülen bu türler arasında en sık rastlanan kromofob renal hücreli karsinomda başarı oranı, papiller ve berrak hücreli karsinoma oranla çok daha yüksektir. Yetişkinlerde multiloküler kistik renal hücreli kanser, değişici epitelyum hücreli kanser, kanal karsinomu; çocuklarda ise renal sarkom ve nefroblastom gibi %1’in altında görülen renal hücreli karsinom alt türleri de bulunur.

Böbrek Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Böbrek kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte risk faktörleri aşağıdaki gibidir:

    • Kalıtımsal faktörler
    • Aşırı kilo (obezite)
    • Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
    • Sigara kullanımı
    • Kimyasal maddelere maruz kalmak
    • İleri yaşta erkek olmak
    • Genetik hastalıklar
    • Böbrek yetmezliği
    • Aşırı radyasyona maruz kalmak

İleri yaş, böbrek kanserine yakalanma olasılığını oldukça artırmaktadır. Yapılan araştırmalar bu hastalığın çoğunlukla 50-60 yaş üzeri bireylerde ortaya çıktığını gösterir. Aynı zamanda, hastalık erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha yaygın şekilde görülür. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı da bu hastalığın oluşma riskini kayda değer derecede artırır.

Tuberöz Skleroz Kompleksi, Birt Hogg Dube (BHD) ve Von Hippel-Lindau gibi kalıtımsal hastalıklara sahip olanlarda ve ailelerinde böbrek kanseri öyküsü bulunanlarda da risk daha yüksektir. Bununla birlikte, kadmiyum ve asbest gibi kimyasallara maruz kalan petrol, çelik, tekstil gibi endüstri çalışanlarının da böbrek kanserine yakalanma olasılığı bulunur.

Hem tedaviler sırasında hem de farklı bir nedenle yoğun radyasyona maruz kalan bireyler ve düzenli diyalize giren böbrek yetmezliği hastaları da risk grubunda yer alır. Aynı zamanda, sağlıklı bireylere oranla hipertansiyon hastalarının böbrek kanserine yakalanma olasılığı da üç kat daha fazladır.

Böbrek Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Böbrek kanserinin yaygın olarak görülen belirtileri şu şekildedir:

    • İdrarda koyu kırmızı ya da kahverengi kan görülmesi (hematuri)
    • Yorgun ve halsiz hissetmek
    • İştahsızlık ve kilo kaybı
    • Bel bölgesinde şişlik
    • Karın bölgesinde elle hissedilen şişlik ya da kitle
    • Ani gelişen ve nedeni bilinmeyen bel ağrıları
    • Kansızlık
    • Nedeni belli olmayan yüksek ateş

Hematuri, böbrek kanserinin erken ve yaygın belirtilerinin başında gelir. Bu belirtiler böbrek taşı ya da idrar yolu enfeksiyonu gibi diğer rahatsızlıklarda da görülse de erken teşhis için tüm belirtilerin dikkate alınması önemlidir.

Özellikle bel bölgesinde görülen ağrılar yüksek olasılıkla böbrek kanserinin ileri bir seviyede olduğuna işaret eder. Tedavinin başarılı olabilmesi için kanserin ağrı gibi ileri seviye semptomlardan önce teşhis edilmesi büyük önem taşır. Bu nedenle başta idrardan kan gelmesi olmak üzere karın ve bel ağrısı ile sindirim sistemi şikayetlerinde mutlaka bir hekime danışmak gereklidir. Bu belirtilere bağlı olarak yapılan tetkikler sayesinde çoğu böbrek kanseri teşhisi tesadüfen konmaktadır.

Böbrek kanserinin belirti vermeden ileri seviyeye geldiği ve metastaz yaptığı bazı durumlarda farklı belirtiler de görülür. Kanserli hücrelerin yayıldığı bölgelere göre nefes darlığı, kemiklerde ağrı, bilinç kayıpları, baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda akciğer, kemikler ve beyin gibi bölgelere metastazdan şüphelenilir.

Böbrek Kanseri Evreleri

Böbrek kanserine işaret eden lezyonun belirlenmesinin ardından, BT ve diğer görüntüleme yöntemleri ile kanserin evresi belirlenir ve kanserli hücrelerin yayılım alanına göre tedavi planı yapılır.

Evre I

Bu evrede yalnızca böbrek içinde bulunan tümörün boyutu 7 cm'den küçüktür. Genellikle hastalarda herhangi bir belirtinin görülmediği bu evrede tümörün büyüme hızı yavaştır.

Evre II

Genel olarak böbrek içinde bulunan tümör, bazı durumlarda böbrek çevresindeki dokularda da görülebilir. Tümörlerin boyutları 7 cm'den büyüktür.

Evre III

Kanserli hücrelerin böbrek dışına ve lenf nodlarına doğru yayılmaya başladığı bu evrede, tümörün boyutları belli değildir. Bu evredeki hastalarda ağrı ve ateş gibi belirtiler görülebilir.

Evre IV

Metastazın görüldüğü bu evrede, kanserli hücreler böbrek dışındaki dokular ve pek çok lenf nodunun yanı sıra karaciğer, akciğer ve kemikler gibi bölgelere de yayılmıştır. Vücudun böbrek dışındaki alanlarına yayılan tümör, hastalarda ağır rahatsızlıklara neden olabilir.

Böbrek Kanserinde Nasıl Tanı Konur?

Böbrek kanseri teşhisinde öncelikle hastaların tıbbi öyküsü dinlenir ve fiziki muayene yapılır. Doktor, fiziki muayene sırasında genellikle karın bölgesinde ve böbrek çevresinde elle hissedilen bir kitle olup olmadığını kontrol eder.

Fiziksel muayenenin ardından kan testi, idrar tahlili ve görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır. Bazı hastaların idrarları içinde gizli kan görülebildiği için idrar tahlili yapılması önemlidir.

Görüntüleme yöntemleri ise özellikle çok küçük tümörlerin teşhisinde etkilidir. Farklı bir nedenle görüntüleme yöntemlerini kullanan çoğu hastada böbrek kanseri tesadüfen ve erken evrede teşhis edilebilir. Bu anlamda düzenli sağlık kontrolü erken teşhis için son derece önemlidir.

Böbrek kanserinin teşhisinde kullanılan görüntüleme yöntemleri ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR)’tır. Bazı durumlarda kontrast madde verilerek çekilen görüntülerin yanı sıra uzman doktorlar anjiyografi, kemik taraması, pozitron emisyon tomografi (PET), intravenöz piyelografi (IVP) ve göğüs röntgeni de isteyebilir.

Bu yöntemler sayesinde tümörün boyutları, şekli, konumu ve metastaz yapıp yapmadığı gibi bilgiler edinilir.

Böbrek Kanseri Tedavi Yöntemleri

Böbrek kanserinde tedavi planı kanserin evresi, tümörün yayılım alanı, büyüklüğü ve hastaların genel sağlık durumuna göre yapılır. Genel olarak öncelikle tercih edilen yöntem cerrahidir. Tümörün çıkarılmasını amaçlayan cerrahi yöntemler, hastaların sağlık durumlarının yeterince iyi olmaması nedeniyle uygulanamayabilir. Bu durumda ilaç tedavisi gibi alternatif yöntemlerden yararlanılır.

Cerrahi Yöntemler

Cerrahi yöntem günümüzde farklı tekniklerle uygulanmaktadır. Tedavinin amacı tümörü ya tamamen ya da kısmen çıkarmaktır. Ameliyat açık olarak yapılabilse de genellikle kapalı (laparoskopi) yöntem tercih edilmektedir.

Parsiyel ya da kısmi nekrektomi genel olarak tümör boyutlarının küçük olduğu erken evrede uygulanır. Kısmi nekrektomi 4 cm'den küçük olan tümörler için tercih edilse de bazı durumlarda ve uzman hekimlerin deneyimine göre boyutu 7 cm'e kadar ulaşan tümörlerin çıkarılması için de uygulanabilir. Bu yöntemde yalnızca tümör ya da tümörün bulunduğu bölüm çıkarılır.

Radikal nefrektomide ise böbreğin tamamı, böbreğin çevresinde bulunan dokular, lenf nodları ve böbrek üstü bezleri çıkarılır.

Kriyoablasyon ya da ablasyon yöntemi ise diğer cerrahi yöntemlerin sınırlı böbrek fonksiyonlarına yol açması ve özellikle ileri yaşta bireylerde ameliyatın riskli olması gibi durumlarda tercih edilen yeni yöntemlerden biridir. Küçük bir kesi açılması ve ardından tümörün bu kesiden çok hızlı bir şekilde dondurulmasıyla gerçekleştirilir. Genel olarak 4 cm'den küçük tümörler üzerinde oldukça etkili olan ablasyon yöntemi, yalnızca belli hasta gruplarına uygulanır.

Kanserli hücrelerin böbrekle sınırlı kaldığı bu durumlarda cerrahi yöntemlerin dışında yöntem genellikle kullanılmamaktadır. Metastaz durumunda ya da ameliyat gerektirmeyen çok küçük boyutlu tümörlerde cerrahi olmayan tekniklerden yararlanılır. Akciğer, karaciğer ve kemik dokularına yayılan kanserli hücreler için ameliyat bir seçenek olsa da cerrahi müdahaleyle birlikte kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi de uygulanabilir.

Böbrek Kanseri Ameliyatı Riskleri

Tüm cerrahi operasyonlarda olduğu gibi böbrek kanseri ameliyatlarının da bazı riskleri bulunur. Bu riskler şu şekilde sıralanabilir:

    • Böbrek yetmezliği
    • Çevre iç organlarının, dokularının ve kan damarlarının hasar görmesi
    • İdrar yolu hasarları
    • Göğüs boşluğunda hava birikmesi

Cerrahi Olmayan Yöntemler

Böbrek kanserinin ana tedavi yöntemi cerrahidir. Çünkü, başta radyoterapi olmak üzere cerrahi olmayan yöntemler diğer kanser türlerinde etkili olsa da böbrek kanseri tedavisinde fazla etkili olmamaktadır. Bununla birlikte, özellikle metastaz görülen hastalarda bu yöntemlerden de yararlanılır.

Biyolojik tedavi olarak da bilinen immünoterapi, hastaların bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin amaçlandığı bir yöntemdir. Böbrekte bulunan sağlıklı hücrelerin dışarıdan müdahale ile güçlendirilmesiyle kanserli hücrelerin yok edilmesi amaçlanır. Bu yöntem, özellikle kanserli hücrelerin yayılma gösterdiği hastaların ortalama %20’sinde başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlar. Bu yöntemle kanserli hücrelerin daha fazla yayılmasının da önüne geçilebilir.

İlaçlı tedavi olan kemoterapi de radyoterapi gibi böbrek kanseri üzerinde kısıtlı etkiye sahiptir. Genellikle immünoterapiden yanıt alınamadığı durumlarda uygulanır. Özellikle kanserli hücrelerin böbrek dışında geniş bir alana metastaz yaptığı ileri evre hastalarda kemoterapi tercih edilen yöntemlerden biridir.

Böbrek Kanserinden Korunma Yolları Nelerdir?

Genetik faktörlere müdahalede bulunmak imkânsız olsa da bireyler çevresel faktörleri ve yaşam tarzlarını değiştirerek böbrek kanseri riskini azaltabilir. Bu hedefle alabileceğiniz önlemler şu şekildedir:

    • Sigara ve diğer tütün ürünlerinden uzak durmak
    • Yaşa ve boya göre sağlıklı kiloda olmak
    • Düzenli egzersiz yapmak
    • Dengeli ve düzenli beslenmek
    • Düzenli uyumak
    • Takviye ilaçları doktor kontrolünde almak
Uzm. Dr.
Burak Canver
Nefroloji
MEDICANA BURSA
Profili Gör
Oluşturma: 22.09.2020 11:11
Son Güncelleme: 17.08.2023 04:52
Oluşturan: Burak Canver
+A A-