Hormonlar, vücudumuzun sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için gereken tüm fizyolojik mekanizmaların ideal koşullarda yerine getirilmesi, düzenlenmesi, organların çalışmalarının denetlenmesi gibi çok çeşitli ve hayati görevlere sahip kimyasal maddelerdir. Hormon sistemini etkileyen kimi hastalıklar vücut dengesini etkileyerek ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Yaşam kalitesi ciddi anlamda olumsuz etkilenebilir. Önemli görevleri olan hormonlar arasında yer alan testosteron hormonunun düşük olması halinde önemli sağlık problemleri görülebilir.
Testosteron hormonu erkeklerde özellikle testislerde ve böbreküstü bezlerinde üretilebilen, erkek üreme sistemi başta olmak üzere vücut genelinde önemli görevleri ve fonksiyonları bulunan bir hormondur. Testosteron hormonu erkeklerdeki başlıca eşey hormonu olup erkek cinsiyete has vücut özelliklerinin gelişiminden sorumludur.
Bu bakımdan anne karnındaki bebekte testosteron hormonunun etkisiyle erkek cinsel organları geliştiği gibi, ergenlik döneminde kandaki testosteron hormonu seviyesi arttıkça erkek cinsiyete has sakal-bıyık gelişimi, koltukaltı ve genital bölgenin kıllanması, ses kalınlaşması, erkek tipi vücut gelişimi, vücut kas kütlesinde artış, ciltte yağlanma gibi etkiler ortaya çıkar. Bunun dışında testosteron sperm üretimi ve gelişimini sağlarken, cinsel dürtünün gelişmesinde etkilidir.
Çeşitli durumların etkisiyle kan testosteron düzeyinde azalma yaşanması halinde testosterona bağlı vücuttaki etkiler aksayacağı gibi, fizyolojik mekanizmaların da etkilenmesi sonucu bazı klinik belirtiler görülebilir. Testosteron seviyesi yaşla birlikte düşüş gösterdiğinden, ileri yaşta sık görülen bir durum olup klinik olarak belirgin olmayan belirtilerle izlenebilir. Bunun dışında bazı hastalıkların seyrinde de testosteron düşüklüğü ortaya çıkabilir.
Sağlıklı bir erkekten kanda ölçülen testosteron düzeyi, ölçen laboratuvarın ölçüm metoduna göre değişiklik gösterebilmekle birlikte, 300 – 800 ng/dl olarak hesaplanmıştır. Kandaki testosteron düzeyinin 300 ng/dl’nin altında hesaplanması halinde testosteron düşüklüğünden bahsedilir. Aşağıdaki durumlar veya sağlık problemlerinin seyrinde erkeklerde testosteron düşüklüğü meydana gelebilir:
Testosteron hormonu tüm vücut dokularında çeşitli mekanizmaların sürdürülmesi ve denetiminden sorumludur. Testosteron düşüklüğü durumunda tüm vücudu ilgilendiren klinik belirtiler görülebilir. Bunun yanında eşey hormonu olması nedeniyle erkek üreme sisteminde de aksaklıkla izlenebilir. Bu bakımdan testosteron düşüklüğü saptanan kişilerde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
Testosteron düşüklüğü yönünden şüpheli klinik belirti ve bulguları olan hastalarda kan hormon seviyelerinin değerlendirilmesini sağlayan çeşitli kan tetkikleri yapılmalıdır. Bu testler sonucunda testosteron düşüklüğü tespit edilen hastalarda altta yatan nedenin araştırılması gerekir. Testosteron düşüklüğünün tedavisinde esas olan altta yatan nedenin tedavi edilmesidir. Bunun yanında testosteron düzeyinin artırılmasına yönelik çeşitli ek tedaviler uygulanabilir.
Testosteron düzeyinin artırılmasında testosteron replasman tedavisi adı verilen hormon tedavisi uygulanır. Bu bağlamda hastalara doğrudan testosteron içeren ilaç tedavisi ya da testosteron düzeyini artırabilen farklı hormon içerikli ilaç tedavileri uygulanabilir. İlaç tedavisi ağızdan ilaç olabileceği gibi, ciltten emilim sağlanacak şekilde jel, bant veya enjeksiyon şeklinde de uygulanabilir.
Hormon tedavileri doktor kontrolünde uygulanması gereken ve ciddi yan etkileri olabilen tedaviler olduğundan mutlaka sağlık kontrolü altında alınmalıdır. Testosteron replasman tedavisi sırasında hastalarda ciltte yağlanma, akne gelişimi, testis hacminde azalma, sperm sayısı ve kalitesinde azalma, sıvı birikimine bağlı yaygın ödem gibi yan etkiler görülebilir. Bunun dışında meme kanseri veya prostat kanseri gibi hormon duyarlı kanser açısından riskli kişilerde hormon tedavisi uygun olmayabilir ve sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesi gerekir.