Düzenli adet kanaması sağlıklı bir durum olmakla birlikte, çeşitli nedenlerle üreme ve hormon sistemlerinde aksaklıkların yaşanması halinde adet döngüsünde bozulmalar meydana gelebilir. Bunun sonucunda adet kanamasında gecikme veya kanamanın olmaması görülebilir. Bu gibi durumlarda, yapılan muayenede uygun görüldüğü takdirde, sık tercih edilen tedavi yöntemlerinin başında adet söktürücü ilaçlar gelir.
Adet söktürücü ilaçlar çeşitli mekanizmalar üzerinden adet kanamasının tetiklenmesini sağlayan ilaç tedavilerini ifade eder. Adet kanaması ve adet döngüsü, üreme sistemini oluşturan organların çeşitli hormonların etkisi altında gelişim ve dönüşüm geçirmesiyle ilişkilidir. Bu mekanizmanın uyarılması yoluyla adet kanamasının başlatılarak döngüdeki aksaklıkların giderilmesi hedeflenir. Adet söktürücü ilaçlar düzensiz adet döngülerinin tekrar düzenlenmesi, adet kanaması geciken hastalarda adetin başlatılması gibi sağlık problemlerinin tedavisinde kullanıldığı gibi; tatil ya da özel bir gün öncesi adetin başlatılarak bahsedilen zaman diliminde konfor sağlanması amacıyla da tercih edilebilir.
Adet döngüsünün düzensiz seyretmesi, üreme ve hormon sistemini olumsuz etkileyen çok sayıda etkene bağlı olarak gerçekleşebilir. Adet döngüsü ortalama 21 ila 35 gün arasında sürebilir. Bu süre içinde kanama 2 ila 7 gün arasında devam edebilir. Bahsedilen sürelerin dışında seyreden adet döngülerinde düzensizlikten söz edilebilir. Adet kanamasında gecikme olmasına amenore adı verilir. Aşağıdaki koşullarda kadınlarda adet döngüsünde düzensizlik yaşanabilir ve amenore gelişebilir:
Adet gören sağlıklı bir bireyde adet döngüsü hormon sisteminde FSH, LH, östrojen, progesteron gibi farklı hormonların kan düzeylerindeki değişimlere bağlı olarak üreme sisteminin dokularındaki değişimlerle gerçekleşir. Rahim iç dokusu kandaki östrojen seviyesi ile orantılı olarak kalınlaşmaya ve gelişmeye başlar. Kandaki progesteron hormonunun etkisiyle gelişimini tamamlayan rahim içi dokusu adet döngüsünün son günlerinde progesteron seviyesindeki düşüşle beraber dökülmeye başlar ve kanama gerçekleşir. Adet söktürücü ilaçların etken maddesi medroksiprogesteron (MP) olarak bilinir. MP maddesi rahimdeki hücrelere ulaşarak östrojen etkisinde kalan ve kalınlaşan rahim iç dokusunun progesteron miktarındaki azalmada olduğu gibi dökülmesini tetikler ve adet kanamasını başlatır. Bu anlamda adet söktürücülerin etki göstermesinde rahim iç dokusunun östrojen etkisi altında gelişmiş olması etkilidir. Östrojene yeterli maruziyetin olmadığı ve rahim içi dokunun ince kaldığı hallerde progesteron türevi ilaçlar kanamayı başlatmada etkili olmayacaktır.
Medroksiprogesteron kullanımı esnasında hastanın altta yatan hastalığı ve kişisel özelliklerine bağlı olarak çeşitli yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler genellikle selim seyirli olsa da bazı hastalarda ciddi sağlık problemlerine neden olabilen yan etkiler de izlenebilir. Adet söktürücü ilaç kullanan hastalarda aşağıdaki yan etkiler meydana gelebilir:
Bu etkilerin dışında adet söktürücü kullanımı esnasında nefes darlığı, tek bacakta ağrı, kızarıklık, şişlik, güç kaybı, kanlı öksürük, görme kaybı, çift görme, göğüs ağrısı gibi şikayetler gelişebilir. Bu tür ciddi şikayetlerin gelişmesi durumunda vakit kaybedilmeden bir sağlık kurumuna başvurulması oldukça önemlidir. Daha önce meme kanseri veya rahim kanseri öyküsü olan hastalarda ve gebelerde ya da gebelik ihtimali olan hastalarda adet söktürücü kullanımı öncesi mutlaka hekim tarafından değerlendirme yapılmalıdır.
Adet söktürücü ilaçlar, etken maddeye göre günlük değişen dozlar şeklindede ağızdan düzenli alınarak kullanılır. Kullanım esnasında dozlardan birinin unutulması veya atlanması halinde prospektüste yazılı yönerge uygulanmalıdır. İlaç kullanımı esnasında beslenme alışkanlığının değiştirilmesine gerek yoktur. Hastaların kronik olarak kullandığı diğer ilaçlarla muhtemel etkileşimleri açısından hekim ve eczacının direktiflerine uyulması ve merak edilen soruların uzmana sorulması önemlidir.