Yatak yaraları, vücudun bir bölgesine sürekli olarak basınç uygulanması veya bu bölgede sürtünme olması nedeniyle cilt üzerinde gelişir. Derinin bir bölgesine yapılan basınç, kanın normal şekilde akmasını durdurduğu için buradaki hücreler ölür ve cilt parçalanır. Yatak yaralarının hem tedavi edilmesinde hem de önlenmesinde en önemli adım sık sık pozisyon değiştirerek baskıyı azaltmaktır. Tedavi, ayrıca ağrı yönetimini ve enfeksiyonların iyileştirilmesini ve önlenmesini de içerir.
Yatak Yarası Nedir?
Bası yaraları veya dekübit ülserleri olarak da bilinen yatak yaraları, cilt veya derinin altındaki doku sürekli basınç veya sürtünme nedeniyle hasar gördüğünde gelişir. Genellikle topuklar ve dirsekler gibi kemikli bölgelerde oluşur ancak vücudun uzun süre baskı altında kalan herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir.
Bu yaralar herkeste ortaya çıkabilmesine rağmen, çoğunlukla yaşlılarda ve uzun süre hareketsiz kalan hastalarda görülür. Yüksek riskli gruplar arasında palyatif bakım hastaları, komadaki hastalar, felçli hastalar, omurilik yaralanması olan hastalar, ortopedik kırığı olan yaşlılar ve nörolojik işlev bozukluğu olan çocuklar (spina bifida, serebral palsi veya omurilik yaralanması) bulunur.
Yatak yaraları normalde sağlıklı kişileri etkilemez. Sağlıklı bireyler, vücudun bir bölümü üzerinde uzun süreli baskıyı önlemek için genellikle bilmeden vücutlarını hareket ettirir ve duruşlarını değiştirir.
Ağrılı ve rahatsız edici olabilen yatak yaralarının iyileşmesi uzun zaman alabilir. Yaralar, duygu-durum bozukluklarına veya enfeksiyona neden olabilir. Rehabilitasyonu, hareket kabiliyetini ve uzun vadede yaşam kalitesini etkileyebilir.
Yatak Yarası Çeşitleri Nelerdir?
Yatak yaraları, yumuşak doku hasarının ciddiyetine göre dört evrede sınıflandırılır. Her zaman hafiften şiddetli aşamalara ilerlemez. Bazen ilk göze çarpan belirti, 3. veya 4. evrede ortaya çıkan ağrıdır.
- Evre 1: Cilt henüz bozulmamışken deride anormal kızarıklıklar meydana gelir. Koyu tenli hastalarda renk değişiklikleri olmayabilir. Yaranın olduğu bölge, diğer bölgelere göre daha sıcak, daha soğuk, daha hassas ya da daha yumuşak olabilir. Kaşıntı ya da ağrı görülebilir ancak açık yara yoktur. Bu aşama tersine çevrilebilir.
- Evre 2: Dermis’te kısmi deri kaybı ile karakterize olan bu aşamada cilt üzerinde kızarıklık, tahriş, şişlik, su toplaması ya da krater görünümü oluşabilir ve ağrı görülebilir. Yaralar, kırmızı-pembe renkte sıvı dolu kabarcıklar şeklindedir. Parlak veya kuru görünebilir. Derinin üst tabakaları zarar görse de yağ ya da granülasyon dokusu veya kabuk yoktur. Bu aşama tersine çevrilebilir.
- Evre 3: Bu aşamada, epidermis ve dermis’i içeren tam deri kaybı söz konusudur. Derinin altına yayılmaya başlayan krater benzeri bir yara veya ülser meydana gelir. Enfeksiyona eğilimli yaralar bazen yağ dokusuna kadar derine iner ancak altta yatan kas, tendon, bağ, kıkırdak veya kemikler açığa çıkmaz. Doku hasarının derinliği anatomik konuma göre değişir. Bu aşama, yaşamı tehdit edici olabilir.
- Evre 4: Kas, kemik, tendonlar veya eklemler gibi destekleyici yapılarda aşırı tahribat ve doku kaybı oluşur ve bunlar açığa çıkar. Derin açık yaralarda eskar adı verilen kararmış ölü dokular görülebilir. Kemik iltihabı (osteomiyelit) riski son derece yüksektir. Bu aşama ölümcül olabilir.
Yatak Yarası Neden Olur?
Yatak yaraları, hastaların uzun süre hareket etmeden aynı pozisyonda sabit bir şekilde kalması nedeniyle oluşur. Çok uzun süre yatarken veya otururken, cilt kemik ile yatak, sandalye veya tekerlekli sandalye yüzeyi arasında sıkışabilir. Bu, kan akışının yavaşlamasına veya durmasına neden olarak cilt dokusunu oksijen ve diğer besinlerden mahrum bırakır. Basınç, genellikle kas veya yağ içermeyen vücut kısımlarında yara oluşmasına neden olur.
Sürtünme de yatak yaralarının önemli nedenlerinden biridir. Sürtünme; kan, oksijen ve diğer hayati besinlerin cilde ulaşmasını sağlayan kan damarlarına zarar verebilir. Özellikle ileri yaştaki bireyler, ciltleri tipik olarak daha kırılgan ve yaralanmaya karşı savunmasız olduğu için, sürtünmeden kaynaklanan yatak yaraları açısından yüksek risk altındadır.
Yatak yarası oluşma riskini artıran iç ve dış faktörlerden bazıları şu şekildedir:
- Yaşlılık, hastalık, bilinç kaybı, omurilik yaralanması veya ameliyat sonrası iyileşme nedeniyle rahat hareket edememe
- Diyabet
- Kalp-damar hastalıkları
- Nörolojik hastalıklar
- Kemikli alanlarda dokuların az olmasına neden olan kilo kaybı
- Bir yatak veya sandalyede aşağı kayma
- Derinin sürtünmesi
- Kötü beslenme
- Sıvı eksikliği (dehidrasyon)
- Periferik arter tıkayıcı hastalık
- Terleme veya idrar tutamama nedeniyle cildin nemli olması
- İnce, kuru veya zayıf cilt
- Ampütasyon
- Daha önce bir yatak yarasına sahip olmak
- Sigara içmek
- Düşük kırmızı kan hücresi seviyeleri (anemi)
- Uygun olmayan tıbbi cihazların kullanılması
- Kanser ilaçları, antienflamatuar ilaçlar veya steroidler
Yatak Yarası Belirtileri Nelerdir?
Yatak yaraları, çoğu hastada bir miktar ağrıya ve kaşıntıya neden olur. Bununla birlikte, duyusal farkındalıkta azalma veya yokluk olabileceği için hastalar ağrıyı hissetmeyebilir.
Başlangıçta, ilk birkaç saat içinde, tipik olarak cildin bir bölgesinde renksiz veya koyu bir görünüm mevcuttur. Bu, bölgede basınç olduğunun ve zayıf kan dolaşımının göstergesidir. Ayrıca, bölge dokunulduğunda sert ve sıcak gelebilir. Bu noktada hastaların farklı bir pozisyona alınması veya basıncın farklı bir şekilde engellenmesi gerekir.
Renk değişikliğinin normale dönmediği durumlar yatak yaralarının başladığı anlamına gelir. İlerlemiş yatak yaraları için ek belirtiler arasında şişlik, açık yara veya irin drenajı yer alabilir ve bu da tıbbi müdahale ve tedaviye ihtiyaç olduğunu gösterir.
Yatak Yarası Nasıl Teşhis Edilir?
Yatak yaraları teşhis edilirken hastanın cildi baştan ayağa tamamen incelenir. Vücut yapısı büyük olan hastalarda ortak bası bölgelerinde, tıbbi cihazların altında ve cilt kıvrımlarındaki cilde özel dikkat gösterilmesi gerekir. Bu bölgeler arasında aşağıdakiler bulunur:
- Kalça
- Omurga ve omuzlar
- Dirsekler
- Kulaklar
- Başın arkası ya da yanları
- Topuklar, ayak parmakları, ayak bilekleri ve dizlerin arkasındaki deri
Kızılötesi termografi (IRT) gibi sıcaklık algılama teknolojileri, yatak yaralarının erken teşhisine yardımcı olabilir.
Yatak Yarası Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Yatak yaralarının tedavisi, yaranın ciddiyetine ve evresine göre planlanır. Şiddetine bağlı olarak iyileşmeyi desteklemek için çeşitli yaklaşımlardan yararlanılabilir.
Basıncın Azaltılması
Yatak yaralarını tedavi etmenin ilk adımı, yaralara neden olan basıncı ve sürtünmeyi azaltmaktır. Hastaların yeniden konumlandırılması ve sık sık pozisyon değiştirmesi gerekir. Pozisyonun değiştirilmesinin sıklığı hastanın durumuna ve üzerinde bulunulan yüzeye bağlıdır.
Ek olarak, hastaların hassas cildi koruyacak şekilde oturması ya da uzanmasına yardımcı olacak bir şilte, yatak ve özel minderler kullanılabilir.
Yaraların Temizlenmesi
Yatak yaralarının bakımı, yaranın ne kadar derin olduğuna bağlıdır. Buna göre hidrokolloid sargılar, sentetik sargılar, asetik asit kompresleri, radyan ısı sargıları ve çeşitli antibiyotik sargılar kullanılabilir. Antibiyotik kullanılmasının sebebi, yatak yaralarının enfeksiyona yatkın olmasıdır. Bandajlar, yarayı nemli tutarak iyileşmeyi hızlandırır. Ayrıca enfeksiyona karşı bir bariyer oluşturur ve çevredeki cildi kuru tutar.
Pansuman sırasında; cilt dokusu henüz bozulmamışsa bir temizleyici ile bölgenin yıkanması ve kurulanması yeterlidir. Açık yaralarda ise su ya da tuzlu su solüsyonu kullanılabilir. Daha ciddi yaralarda, ölü deri alanlarını çıkarmak ve değiştirmek için deri grefti ameliyatı gerekebilir.
İlaç Tedavisi
Çoğu hastada görülen ağrıyı kontrol altına alan ilaçlar reçete edilebilir. İbuprofen ve naproksen sodyum gibi nonsteroid antienflamatuar ilaçlar ağrıyı azaltabilir. Bunlar, yeniden konumlandırma ve yara bakımından önce ya da sonra alınabilir. Topikal ağrı kesici ilaçlar da yara bakımı sırasında yardımcı olabilir.
Cerrahi Yöntemler
Bazı vakalarda, etkilenen bölgenin etrafındaki ölü doku iyileşmeyi yavaşlatabilir. Yaranın temizlenmesi sırasında sargı değiştirilirken ölü doku alınabilir. Bazı durumlarda pansuman, dokunun temizlenmesi için yeterlidir ancak bazen ölü alanların kesip atılması gerekir. Bu, genellikle evde yapılabilir. Nadiren, yara daha derin olduğunda, ölü hücreleri çıkarmak ve yarayı temizlemek için hastanede ameliyat olunması gerekebilir.
Geniş bir bölgeye yayılan yatak yaralarında, cerrahi işlemin ardından vücudun bir bölgesinden sağlıklı deri alınıp bu bölgeyi doldurmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için kullanılabilir.
Negatif Basınçlı Yara Tedavisi
Derin bir yatak yarasının iyileşmesine yardımcı olmak için bölgeye negatif basınçlı yara tedavisi uygulanabilir. Özellikle şiddeti 4. aşamaya ulaşan veya enfekte olan yatak yaraları için uygun bir yöntemdir. Yaradan sıvının çekilmesi için bir emme pompası ve vakum destekli bir alet kullanılır.
Yatak Yarası Komplikasyonları Nelerdir?
Yatak yaralarının düzgün bir şekilde iyileşmesi uzun zaman alabilir. İyileşme süreci hastanın sağlığına, altta yatan sağlık sorunlarına ve bunların nasıl tedavi edildiğine, yatak yarasının ciddiyetine ve yaradan kaynaklanan herhangi bir komplikasyon olup olmadığına bağlıdır. Yaralar zamanında tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Yatak yaralarının neden olabildiği komplikasyonları arasında aşağıdakiler bulunur:
- Cilt kanseri
- Eklem enfeksiyonu (septik artrit)
- Cilt enfeksiyonu (selülit)
- Kemik üzerindeki tabakanın enfeksiyonu (periostitis)
- Kan enfeksiyonu (sepsis)
- Kemiğin şişmesi ve iltihaplanması (osteomiyelit)
Yatak Yarası Korunma Yolları Nelerdir?
Herhangi bir süre bir yatak veya sandalyeye bağlı yaşayanlarda yatak yarası gelişme riski bulunur. Cilt hasarının önlenmesi için basıncın azaltılması, basıncın uygulanma süresinin kısaltılması ve cilt kalitesinin iyileştirilmesi gerekir.
Yatak yaralarını önlemek için hastaların ve bakım ekibinin yapabilecekleri aşağıdakiler gibidir:
- Mümkün olduğu kadar çok hareket etmek ve sık sık pozisyon değiştirmek
- Yatan hastalar için; en az 2 saatte bir diğer tarafa dönmek
- Tekerlekli sandalyedeki hastalar için; 15 dakikada bir ağırlığı diğer tarafa vermek
- Yeni yaraların oluşmasını engellemek için basınç noktalarına köpük, jel ya da yastıklar koymak
- Mümkünse günde 2-3 kez kısa yürüyüşler yapmak
- Yürüyemeyen hastalar için; kolları ve bacakları yukarı, aşağı, ileri ve geri hareket ettirmek
- Balık, yumurta gibi protein içeriği yüksek gıdalar tüketmek
- Sıvı alımını artırmak
Cilt bakımı içinse aşağıdakiler uygulanabilir:
- Cildin temiz ve kuru tutulması önemlidir. Neme, idrara ve dışkıya maruz kalmasını sınırlamak için cilde uygun bir temizleyici ürün kullanılmalı ve temizleme rutini düzenli olarak yapılmalıdır.
- Cildin idrar ve dışkıdan korunması için nemlendirici kremler kullanılabilir ya da yatak takımları ve giysiler sık sık değiştirilebilir. Kıyafetlerdeki düğmeler ya da çarşaflardaki kırışıklıklar cildi tahriş edebileceği için bunlara dikkat edilebilir.
- Cilt, günlük olarak incelenmelidir. Böylece küçük renk değişiklikleri de fark edilerek tedaviye erken başlanabilir. Cildin nem içeriğini, vücut hareketini ve aradaki basıncı ölçen izleme cihazları, yatak yaralarını önlemek için kullanılabilir.
Yatak Yarası Hakkında Sık Sorulan Sorular
Yatak yaraları, hastaların uzun süre hareket etmeden aynı pozisyonda sabit bir şekilde kalması nedeniyle oluşur.
Yatak yaraları, çoğu hastada bir miktar ağrıya ve kaşıntıya neden olur. Bununla birlikte, duyusal farkındalıkta azalma veya yokluk olabileceği için hastalar ağrıyı hissetmeyebilir.
Yatak yaralarının tedavisi, yaranın ciddiyetine ve evresine göre planlanır. Şiddetine bağlı olarak iyileşmeyi desteklemek için çeşitli yaklaşımlardan yararlanılabilir.