Yatak yaraları, vücudun bir bölgesine sürekli olarak basınç uygulanması veya bu bölgede sürtünme olması nedeniyle cilt üzerinde gelişir. Derinin bir bölgesine yapılan basınç, kanın normal şekilde akmasını durdurduğu için buradaki hücreler ölür ve cilt parçalanır. Yatak yaralarının hem tedavi edilmesinde hem de önlenmesinde en önemli adım sık sık pozisyon değiştirerek baskıyı azaltmaktır. Tedavi, ayrıca ağrı yönetimini ve enfeksiyonların iyileştirilmesini ve önlenmesini de içerir.
Bası yaraları veya dekübit ülserleri olarak da bilinen yatak yaraları, cilt veya derinin altındaki doku sürekli basınç veya sürtünme nedeniyle hasar gördüğünde gelişir. Genellikle topuklar ve dirsekler gibi kemikli bölgelerde oluşur ancak vücudun uzun süre baskı altında kalan herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir.
Bu yaralar herkeste ortaya çıkabilmesine rağmen, çoğunlukla yaşlılarda ve uzun süre hareketsiz kalan hastalarda görülür. Yüksek riskli gruplar arasında palyatif bakım hastaları, komadaki hastalar, felçli hastalar, omurilik yaralanması olan hastalar, ortopedik kırığı olan yaşlılar ve nörolojik işlev bozukluğu olan çocuklar (spina bifida, serebral palsi veya omurilik yaralanması) bulunur.
Yatak yaraları normalde sağlıklı kişileri etkilemez. Sağlıklı bireyler, vücudun bir bölümü üzerinde uzun süreli baskıyı önlemek için genellikle bilmeden vücutlarını hareket ettirir ve duruşlarını değiştirir.
Ağrılı ve rahatsız edici olabilen yatak yaralarının iyileşmesi uzun zaman alabilir. Yaralar, duygu-durum bozukluklarına veya enfeksiyona neden olabilir. Rehabilitasyonu, hareket kabiliyetini ve uzun vadede yaşam kalitesini etkileyebilir.
Yatak yaraları, yumuşak doku hasarının ciddiyetine göre dört evrede sınıflandırılır. Her zaman hafiften şiddetli aşamalara ilerlemez. Bazen ilk göze çarpan belirti, 3. veya 4. evrede ortaya çıkan ağrıdır.
Yatak yaraları, hastaların uzun süre hareket etmeden aynı pozisyonda sabit bir şekilde kalması nedeniyle oluşur. Çok uzun süre yatarken veya otururken, cilt kemik ile yatak, sandalye veya tekerlekli sandalye yüzeyi arasında sıkışabilir. Bu, kan akışının yavaşlamasına veya durmasına neden olarak cilt dokusunu oksijen ve diğer besinlerden mahrum bırakır. Basınç, genellikle kas veya yağ içermeyen vücut kısımlarında yara oluşmasına neden olur.
Sürtünme de yatak yaralarının önemli nedenlerinden biridir. Sürtünme; kan, oksijen ve diğer hayati besinlerin cilde ulaşmasını sağlayan kan damarlarına zarar verebilir. Özellikle ileri yaştaki bireyler, ciltleri tipik olarak daha kırılgan ve yaralanmaya karşı savunmasız olduğu için, sürtünmeden kaynaklanan yatak yaraları açısından yüksek risk altındadır.
Yatak yarası oluşma riskini artıran iç ve dış faktörlerden bazıları şu şekildedir:
Yatak yaraları, çoğu hastada bir miktar ağrıya ve kaşıntıya neden olur. Bununla birlikte, duyusal farkındalıkta azalma veya yokluk olabileceği için hastalar ağrıyı hissetmeyebilir.
Başlangıçta, ilk birkaç saat içinde, tipik olarak cildin bir bölgesinde renksiz veya koyu bir görünüm mevcuttur. Bu, bölgede basınç olduğunun ve zayıf kan dolaşımının göstergesidir. Ayrıca, bölge dokunulduğunda sert ve sıcak gelebilir. Bu noktada hastaların farklı bir pozisyona alınması veya basıncın farklı bir şekilde engellenmesi gerekir.
Renk değişikliğinin normale dönmediği durumlar yatak yaralarının başladığı anlamına gelir. İlerlemiş yatak yaraları için ek belirtiler arasında şişlik, açık yara veya irin drenajı yer alabilir ve bu da tıbbi müdahale ve tedaviye ihtiyaç olduğunu gösterir.
Yatak yaraları teşhis edilirken hastanın cildi baştan ayağa tamamen incelenir. Vücut yapısı büyük olan hastalarda ortak bası bölgelerinde, tıbbi cihazların altında ve cilt kıvrımlarındaki cilde özel dikkat gösterilmesi gerekir. Bu bölgeler arasında aşağıdakiler bulunur:
Kızılötesi termografi (IRT) gibi sıcaklık algılama teknolojileri, yatak yaralarının erken teşhisine yardımcı olabilir.
Yatak yaralarının tedavisi, yaranın ciddiyetine ve evresine göre planlanır. Şiddetine bağlı olarak iyileşmeyi desteklemek için çeşitli yaklaşımlardan yararlanılabilir.
Yatak yaralarını tedavi etmenin ilk adımı, yaralara neden olan basıncı ve sürtünmeyi azaltmaktır. Hastaların yeniden konumlandırılması ve sık sık pozisyon değiştirmesi gerekir. Pozisyonun değiştirilmesinin sıklığı hastanın durumuna ve üzerinde bulunulan yüzeye bağlıdır.
Ek olarak, hastaların hassas cildi koruyacak şekilde oturması ya da uzanmasına yardımcı olacak bir şilte, yatak ve özel minderler kullanılabilir.
Yatak yaralarının bakımı, yaranın ne kadar derin olduğuna bağlıdır. Buna göre hidrokolloid sargılar, sentetik sargılar, asetik asit kompresleri, radyan ısı sargıları ve çeşitli antibiyotik sargılar kullanılabilir. Antibiyotik kullanılmasının sebebi, yatak yaralarının enfeksiyona yatkın olmasıdır. Bandajlar, yarayı nemli tutarak iyileşmeyi hızlandırır. Ayrıca enfeksiyona karşı bir bariyer oluşturur ve çevredeki cildi kuru tutar.
Pansuman sırasında; cilt dokusu henüz bozulmamışsa bir temizleyici ile bölgenin yıkanması ve kurulanması yeterlidir. Açık yaralarda ise su ya da tuzlu su solüsyonu kullanılabilir. Daha ciddi yaralarda, ölü deri alanlarını çıkarmak ve değiştirmek için deri grefti ameliyatı gerekebilir.
Çoğu hastada görülen ağrıyı kontrol altına alan ilaçlar reçete edilebilir. İbuprofen ve naproksen sodyum gibi nonsteroid antienflamatuar ilaçlar ağrıyı azaltabilir. Bunlar, yeniden konumlandırma ve yara bakımından önce ya da sonra alınabilir. Topikal ağrı kesici ilaçlar da yara bakımı sırasında yardımcı olabilir.
Bazı vakalarda, etkilenen bölgenin etrafındaki ölü doku iyileşmeyi yavaşlatabilir. Yaranın temizlenmesi sırasında sargı değiştirilirken ölü doku alınabilir. Bazı durumlarda pansuman, dokunun temizlenmesi için yeterlidir ancak bazen ölü alanların kesip atılması gerekir. Bu, genellikle evde yapılabilir. Nadiren, yara daha derin olduğunda, ölü hücreleri çıkarmak ve yarayı temizlemek için hastanede ameliyat olunması gerekebilir.
Geniş bir bölgeye yayılan yatak yaralarında, cerrahi işlemin ardından vücudun bir bölgesinden sağlıklı deri alınıp bu bölgeyi doldurmak ve iyileşmeyi hızlandırmak için kullanılabilir.
Derin bir yatak yarasının iyileşmesine yardımcı olmak için bölgeye negatif basınçlı yara tedavisi uygulanabilir. Özellikle şiddeti 4. aşamaya ulaşan veya enfekte olan yatak yaraları için uygun bir yöntemdir. Yaradan sıvının çekilmesi için bir emme pompası ve vakum destekli bir alet kullanılır.
Yatak yaralarının düzgün bir şekilde iyileşmesi uzun zaman alabilir. İyileşme süreci hastanın sağlığına, altta yatan sağlık sorunlarına ve bunların nasıl tedavi edildiğine, yatak yarasının ciddiyetine ve yaradan kaynaklanan herhangi bir komplikasyon olup olmadığına bağlıdır. Yaralar zamanında tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Yatak yaralarının neden olabildiği komplikasyonları arasında aşağıdakiler bulunur:
Herhangi bir süre bir yatak veya sandalyeye bağlı yaşayanlarda yatak yarası gelişme riski bulunur. Cilt hasarının önlenmesi için basıncın azaltılması, basıncın uygulanma süresinin kısaltılması ve cilt kalitesinin iyileştirilmesi gerekir.
Yatak yaralarını önlemek için hastaların ve bakım ekibinin yapabilecekleri aşağıdakiler gibidir:
Cilt bakımı içinse aşağıdakiler uygulanabilir: