Kaşlar gözlerin fizyolojik fonksiyonlarını yerine getirmesinde kritik görevler üstlenir. Çeşitli nedenlerle kaşlarda dökülmenin yaşanması ise kişilerin hayat kalitelerinin bozulmasına sebep olabilir. Bu nedenle kaş dökülmesinin sorununun neden geliştiği, hangi belirtilerle birlikte ortaya çıkabildiği, tedavisinde ve önlenmesinde neler yapılabileceğine dair bireylerin bilgilendirilmesi oldukça önemlidir.
Kaşlar; göz kapağı, kirpik ve diğer salgı bezleri ve dokulara benzer şekilde gözün çevresel etkenler, ter, yağ gibi salgılar ile mikroorganizmalara karşı koruyucu bir bariyer görevi gören bir dokudur. Ancak, vücudu etkileyen çeşitli sağlık sorunları veya çevresel bazı etkenlere maruz kalınması gibi sebeplerle kaşları oluşturan kıl foliküllerinde kayıpla birlikte kaş yoğunluğu azalır ve kaşlarda dökülme görülebilir.
Kaşlarda incelme ve dökülme sorunu tek bir kaş için geçerli olabileceği gibi her iki kaşta da görülebilir. Kaş dökülmesinin altında yatan nedene bağlı olarak, yüzde yer alan diğer kıl folikülleri ile saçlı deride, cildin diğer bölgelerinde veya vücudun başka dokularında da şikayetler ortaya çıkabilir.
Kaş dökülmesi, kaşları oluşturan kıl foliküllerinin keratin üretiminin aksaması ve kaş üretimini gerçekleştirememesine yol açan fizyolojik durumlar, çevresel etkenler veya kaş dokusunda hasara yol açan belirli sağlık sorunlarının varlığında gerçekleşir. Bu bakımdan aşağıdaki durumlarda kaşlarda dökülme ile karşılaşılabilir:
Yaş: İleri yaşla birlikte hem dokuların yenilenme özelliğini yitirmeye başlaması hem de hormonal değişikliklerin gerçekleşmesi sonucunda kaşlarda incelme ve dökülme görülebilir.
Beslenme: Cilt dokusunun ve dolayısıyla kıl foliküllerinin yenilenebilmesi için birtakım mineral ve vitaminlerin yeterli miktarda alınması gerekir. Özellikle A vitamini, çinko, biyotin, demir gibi maddelerin yetersiz seviyelerde olduğu hallerde kaşlarda dökülme gerçekleşebilir.
Kimyasallar: Kaşların çok sık alınması veya kaş ve çevresindeki bölgeye yoğun makyaj veya kimyasal ürün uygulanması sonucunda foliküller zarar görerek kaşlarda incelmeyle sonuçlanabilir.
Cilt hastalıkları: Ciltte tutulumla seyreden atopik dermatit, seboreik dermatit, alopesi areata, sedef hastalığı gibi dermatolojik rahatsızlıkların seyrinde, kaştaki kıl folikülleri zarar görerek kaş dökülmesiyle neticelenebilir.
Enfeksiyonlar: Kaşlardaki kıl foliküllerini tutan enfeksiyonlarda kaş dökülmesi yaşanabilir.
Tiroit hastalıkları: Tiroit bezinin normalden daha az tiroit hormonu salgılamasıyla sonuçlanan hipotiroidi seyrinde saçlı deride olduğu gibi kaşlarda da dökülme meydana gelebilir.
Stres ve anksiyete: Yoğun stres veya kaygı yaşayan kişilerde vücuttaki fizyolojik işleyiş aksayacağından, kıl foliküllerindeki gelişim de olumsuz etkilenerek kaşlarda dökülmeye yol açabilir.
Gebelik: Hamilelik ve doğumla birlikte hormon sisteminin büyük değişimler yaşamasını takiben, kaşların üretim döngüsü aksayarak kaşlarda ani dökülme veya incelme izlenebilir.
Kemoterapi: Kanser hastalarının aldığı bazı kemoterapi ilaçları saçlı deride olduğu gibi kaşlarda da dökülme yapabilir.
Kaş dökülmesi problemi, belirli dış etkenlere maruz kalan kişilerin kıl foliküllerinde kaş üretiminin olumsuz etkilenmesine bağlı olabileceği gibi, kaş dokusunun zarar görmesiyle sonuçlanan belirli sağlık sorunlarının seyrinde de ortaya çıkabilir. Bu durumda da kaş dökülmesi problemine belirli klinik şikayetler eşlik edebilir. Aşağıdaki semptomlar altta yatan nedene bağlı olarak kaş dökülmesiyle birlikte hastalarda görülebilir:
Kaş dökülmesinin önlenmesinde en temel nokta, altta yatan nedenin çok iyi tespit edilerek ortadan kaldırılması veya tedavi edilmesidir. Bu nedenle, kaş dökülmesi problemi olan kişilerde klinik tablonun iyi irdelenmesi ve kaşlarda dökülmeye yol açabilecek etkenlerin en aza indirilmesi gerekir. Bunun yanında, kaş dökülmesi probleminin çözümünde kullanılan çeşitli tedavi yöntemleri de bulunmaktadır. Bu doğrultuda kullanılan tedaviler aşağıdaki gibi özetlenebilir: