Kalp atış hızı, kalpte 1 dakikadaki toplam atış sayısını ifade eder. Bu değerler genel olarak yaşa ve belli durum ya da rahatsızlıklara bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Düzenli bir şekilde nabız ölçümü yapmak, kişinin sağlık durumuna dair önemli göstergeler sunar. Nabız değerleri de kişiden kişiye değişiklik göstermektedir.
Dinlenme durumunda ya da egzersiz durumlarında kalp atış hızı farklı seyreder. Öte taraftan hava sıcaklığı, cinsiyet ya da kullanılan güncel ilaçlar da kalp atış hızını doğrudan etkileyebilir. Sağlıklı bir nabız, rutin ritminde atmaya devam eder. Eğer nabız hızı olması gerekenin üzerinde ya da altındaysa bu durum bazı sağlık problemlerinin habercisi olabilir.
Nabız Nedir?
Nabız, genel olarak halk arasında “kalp atışı” şeklinde de ifade edilmektedir. Bir dakika neticesinde toplam kalp atış sayısını yansıtan nabız, belirlenmesi oldukça basit ve pratik bir işlemdir. Vücut genel olarak çeşitli durumlara, rahatsızlıklara ya da aktivitelere adapte olmak adına kalp atış temposunu kontrol eder.
Korku, heyecan, şaşkınlık gibi duyguların ön planda olduğu zamanlarda nabız hızlanmaya başlar. Öte taraftan dinlenme esnasında nabız yavaşlamaya başlar. Gün içerisinde düzenli olarak egzersiz yapmak, alkol ve sigara gibi alışkanlıklardan uzak durmak ya da sağlıklı beslenmek; nabzın normal düzeyde kalmasına destek olur.
Kalpteki ritim bozukluğu durumu “aritmi” şeklinde adlandırılır. Söz konusu durum, kalpteki atardamar tıkanıklığının ya da tansiyon problemlerinin habercisi olabilir. Aynı şekilde kalp kapakçığında ortaya çıkan problemlerde de ritim odaklı aksaklıklara tanıklık etmek mümkündür. Aritmi kendi içinde 4 ayrı türe ayrılır. Bunlar; taşikardi, bradikardi, supraventriküler aritmi ve ventriküler aritmi şeklinde sıralanabilir.
Genel itibarıyla kalp atış hızı ve nabız arasında güçlü bir bağlantı bulunur fakat bu iki kavram tam olarak aynı şeyi ifade etmez. Kalp atış hızı, kalbin 1 dakikada ne kadar hızlı attığına dair sayısal bir göstergedir. Nabız ise kalp atış temposunun ne şekilde hissedildiğine odaklanır.
Her atış durumunda kalp, kanı sıkıştırmaktadır. Böylece kan, atardamar ağına doğru biraz daha itilir. Kimi durumlarda atardamarlardaki basınç, kısa süreli de olsa yükselir. Her atım arasında kalp gevşemeye ve böylece basınç yeniden düşmeye başlar.
Atardamarların cilde oldukça yakın olduğu belli yerlerden söz edilebilir. Bu yerlerin kendilerine has avantajları sayesinde nabzı hissetmek görece kolaylaşır. Nabzın normal düzeyine geri gelme süresi, yükselmesinde ya da düşüşünde ortaya çıkan nedene bağlıdır. Örneğin heyecan ya da korkuya bağlı nabız yükselmesi, dinlenme ile beraber normal seyrine ulaşır.
Normal Nabız Değerleri Nasıl Olmalı?
Normal nabız değerleri geniş bir aralığa sahiptir. Beklenenin çok altında ya da üzerinde değerlerle karşılaşıldığında hemen bir sağlık uzmanına yönelmekte fayda vardır. Örneğin kalp atışı hızı 100 atışın üzerinde seyrediyorsa ya da dinlenme hâlindeki kalp atış hızınız genellikle 60’ın altında ise belli sağlık sorunlarına işaret edebilir. Özellikle de bayılma, bulantı, baş dönmesi gibi semptomlarla sıklıkla karşılaşılması; durumun daha da ciddi olduğunu gösterebilir.
Bir yetişkin için normal nabız değeri dakikada 60-100 atım arasındadır. Kişinin spor yapıp yapmaması, sigara içip içmemesi, yaşı, duygu durumları, nabzın ölçüldüğü andaki vücut pozisyonu ya da kullandığı ilaçlar gibi birçok faktörün nabzı etkileyebileceği unutulmamalıdır.
Nabız yapılan aktivite haricinde başka sebeplerden ötürü de kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Örneğin profesyonel sporcular için belirlenen “normal” değerleri diğer insanlara göre farklıdır. Yenidoğan grubundaki bebekler için normal değerler 100-160 arasıdır. 1-3 yaş aralığında söz konusu değerler, 90-150 atım arası olarak kabul edilir. 6-10 yaş arası çocuklarda normal nabız değerleri ise 70-120 şeklindedir.
Uyku esnasında kalp atış hızı daha düşük seviyelerde seyreder. Dinlenme durumunda kalpte ritim düzensizliği, nefes darlığı veya kalp çarpıntısı varsa kişi mutlaka sağlık uzmanına başvurmalıdır.
Nabız Düşüklüğünün Nedenleri
Nabız düşüklüğü belirli gerekçelere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Nabız düşüklüğünün en yaygın gerekçelerini şu şekilde aktarmak mümkündür:
- Kalp dokusunda hasar
- Kalp iletim yollarında oluşan problemler
- Doğuştan olan bazı kalp problemleri
- Kalp ameliyatından sonra oluşan etkiler
- Hipotiroidizm
- Miyokardit
- Uyku apnesi sendromu yaşamak
- Kandaki potasyum veya kalsiyum gibi kimyasalların dengesizliği
- Alınan bazı ilaçlar
- İnflamatuar hastalıklar
Düşük nabız problemlerinde karşılaşılan belirtiler arasında göğüs ağrıları, erken yorgunluk, gözde kararma, enerjide düşüş, odaklanmada zorlanma ve hafıza sorunları ön plana çıkar. Nabız düşüklüğü günün her saatinde istikrarlı bir şekilde yaşanmadığı için tespit etmek her zaman çok kolay olmayabilir. Belirtiler konusunda kişinin bilinçli olması ve nabzını gün içinde sıklıkla ölçmesi bu noktada önem kazanır.
Nabız düşüklüğünü araştırmak adına sağlık uzmanı; EKG testi, tansiyon ölçümü ya da kalp hızı sayımı gibi yöntemlere yönelir. Bu yöntemler sayesinde kalp atışları sırasında oluşan elektriksel aktiviteyi ölçmek mümkün hâle gelir. Ölçümlerden gelen verilere göre somut bir teşhis konulmamasına rağmen belirtiler devam ediyorsa kişi 24 saat boyunca gözlemlenir. Bu doğrultuda Holter EKG adı verilen cihazlardan yararlanılabilir.
Nadiren ortaya çıkan nabız düşüklüğü problemleri tedaviye gereksinim duymayabilir. Fakat uzun süreli durumlarda altta yatan ana nedenin teşhis edilmesi şarttır. Mesela nabız düşüklüğünde ana problem ilaçların dozuysa sağlık uzmanı bu konuda yeni bir düzenlemeye gider. Öte yandan hastada uyku apnesi problemi varsa ve nabız düşüklüğü bu yüzden kaynaklanıyorsa, sağlık uzmanı bu probleme odaklanır.