Tokluk ve Açlık Kan Şekeri Nedir?

Tokluk ve Açlık Kan Şekeri Nedir?



Günlük hayatta karşılaştığımız hastalıkların tedavisinde erken dönemde teşhis konması ve doğru tedavinin uygulanması, tedavi başarısı açısından oldukça önemlidir. Erken dönemde doğru tanının konabilmesi ise bazı laboratuvar veya görüntüleme tetkiklerinin yapılmasına bağlı olabilir. Vücudumuzun fizyolojik işleyişine ışık tutan bu tetkikler altta yatan sağlık problemleri hakkında önemli bilgiler sunabilir. Bu tetkiklerden biri açlık ve tokluk kan şekeridir. Gerçekten de şeker hastalığında hastaların en az yarısında başlangıçta herhangi bir şikayet veya bulgu saptanmamakta ancak kanda şeker yüksek saptanmakta ve tanı konulmaktadır.

Kan Şekeri Nedir?

Vücudumuzu meydana getiren hücrelerimiz ve dokularımız yaşamsal faaliyetleri yerine getirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Hücrelerin gereksinim duyduğu bu enerji, beslenme yoluyla alınan gıda ürünlerinin sindirilerek elde edilen maddelerin metabolize olması yoluyla üretilir. Metabolizmanın enerji üretimi sırasında kullanılan temel besin maddesi ise glikozdur. Bağırsaklarda sindirilen besinlerden elde edilen glukoz dolaşım yoluyla vücudun diğer dokularına taşınır ve enerji elde edilerek faaliyetler gerçekleştirilir.

Kanda taşınan glikozun laboratuvar tetkiklerinde incelendiği ve ölçüldüğü haline kan şekeri denir. Kandaki glikoz düzeyi vücudumuzda önemli görevler üstlenen bazı organların ve hormonların sıkı kontrolü altındadır. Bu organlar beyin, pankreas, karaciğer, böbrek,  hormonlar ise insülin, glukagon, kortizol ve büyüme hormonudur. Bu organ ve hormonlarla kan şekeri düyeni normal aralıkta tutulabilmektedir.

Vücuda besin girişi ile elde edilen glukozun yükselişini pankreastan üretilen insülin hormonu ile vücut düşürmeye ve normal aralıkta tutmaya çalışır. Diğer taraftan vücut, uzamış açlık durumunda veya yoğun efor halinde azalan kan glukozunu pankreastan salgılanan glukagon yardımıyla yükseltmeye ve normal düzeyde sağlamaya çalışır. Bu sayede kişilerde açlık veya tokluk durumlarında kan şekeri düzeyinin anormal değerlere ulaşması önlenir ki sonuçta vücut enerjisiz kalmaz, canlılık ve yaşam devam eder.

Tokluk ve Açlık Kan Şekeri Nedir? Kaç Olmalı?

Açlık kan şekeri tanım olarak, en az gecelik 8 saatlik açlık sonrasında sabah kanda aç olarak ölçülen glukoz düzeyini ifade eder. Sağlıklı kişilerde, sabah ölçülen açlık kan şekerinin 70 – 100 mg/dl arasında olması normal kabul edilir. Açlık kan şekerinin 60 mg/dl altında ölçülmesi hipoglisemi olarak ifade edilir ve hayatı tehdit edici boyutlara varabilir. Sabah açlık kan şekerinin 50 mg/dl’nin altına çıkmasına hipoglisemi (şeker düşüklüğü) denilir. Ancak diyabet hastalarında herhangi bir zamanda kan şekerinin 70 mg/dl altında ölçülmesi hipoglisemidir ve hayatı tehdit edici boyutlara varabilir.

Açlık kan şekerinin 100 mg/dl üzerinde ölçülmesi ise kan şekerini düzenleyen mekanizmalarda bir takım aksaklıklara işaret eder ve bu şeker yüksekliği şeker hastalığı açısından riskleri ifade eder. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl üzerinde ölçülmesi ise şeker düzeyinin yüksek olduğunu gösterir ve şeker hastalığı tanısı koydurur.

Tokluk kan şekeri ise gıda alımından (ilk lokmadan) 2 saat sonra kanda ölçülen kan şekeri düzeyidir. 140 mg/dl üzerinde ölçülen tokluk kan şekerlerinde şeker hastalığı açısından risk artarken 200 mg/dl üstünde saptanan tokluk kan şekerlerinde şeker hastalığı tanısı konulur. Açlık ve tokluk kan şekerlerinin incelenmesi metabolizmaya dair önemli veriler sunabildiği gibi özellikle tip 1 diyabet, tip 2 diyabet ve gebelik diyabetinde tanıda oldukça değerlidir.

Kan şekerinin açlıkta 100-126 mg/dl arasında çıkması halinde ya da tokluk kan şekerinin standart sonucu bilinemediğinde, ağızdan glukoz şurubu içirilmesi ile yapılan oral glukoz tolerans testi “OGTT” sırasında da kan şekeri düzeyi ölçülerek, takip edilerek, şeker hastalığı tanısı konulabilir.

Parmaktan şeker ölçümü, şeker hastalığında şeker düzeyini takipte yardımcı bir yöntemdir. Tanı konulmuş bireylerin şeker takibinde kullanılır. Parmaktan şeker ölçümü ile şeker hastalığı tanısı konulamamaktadır. Ancak bu yöntem şeker hakkında fikir vericidir.

Kan Şekerindeki Değişimler Ne İfade Eder?

Kan şekeri düzeyi vücudun metabolik durumu ile yakından ilişkilidir. Enerji üreten besinlerin kandaki temel formlarından biri glukoz olduğundan, enerji ihtiyacının arttığı durumlarda dokulara daha fazla besin sağlanması gerektiğinden kan şekeri düzeyinin artmasına yönelik fizyolojik değişiklikler yaşanır. Örneğin dokuların çeşitli nedenlerle yaralanmalarında, ameliyatlarda, enfeksiyonlarda, yanıklarda veya bazı rahatsızlıklarda iltihabi reaksiyon gelişmesine bağlı olarak kan şekeri düzeyi artış gösterebilir.

Kan şekerinin kontrolsüz ve hızlı şekilde yükselmesi durumunda acil, hayatı tehdit edebilecek seviyede sağlık problemlerine neden olabilir. Şeker hastalığında kanda şeker yüksektir ve insülin hormonunun yetersizliği vardır. Bu durumda kan şekerinin düşürülmesine yönelik mekanizmalar çalışmadığı için yükseliş kontrolsüz şekilde devam etmektedir. Ek olarak dokular ve hücreler tarafından enerji için glukozun kullanılması da insülin hormonuna bağlı olduğu için, kandaki glukoz miktarı fazla olmasına rağmen dokular bundan yararlanamaz. Sonuçta kanın yoğunluğu ve fizyolojik özellikleri bozulur, dokuların enerji kullanımı zarar görür, şeker yüksekliğine bağlı sıvı açığı oluşur, vücut glukoz dışı problemli enerji eldesine girer ve sorunlu yollar devreye girer. Böylelikle hayatı tehdit eden acil durumlar ve ketoasidoz denilen komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

Kan şekerinin kontrolsüz şekilde yüksek seyretmesi uzun dönemde başka sağlık problemlerinin gelişimini de hızlandırır. Şeker yüksekliği ile damar yapısı bozulur, esnekliği azalır ve damar sertliği ortaya çıkar. Damar sertliği daha erken yaşta birçok damarda tıkanmalarla seyreder ve kalp-damar hastalıkları, kalp krizleri, beyin damar hastalıkları, felç-inme gibi rahatsızlıkların gelişmesine neden olur. Vücut kolesterol-yağ düzeyi ve kan basıncının bozulmasına da neden olur. Bağışıklık sisteminin fonksiyonlarında aksaklıklara yol açarak yara iyileşmesinin gecikmesine, enfeksiyon hastalıklarına yatkınlığın artmasına yol açabilir. Ayrıca şeker hastalığının uzun dönem komplikasyonları olan küçük damarların yapısının etkilenmesi ile böbrek rahatsızlıkları ve göz problemleri gibi sorunlar kan şekeri yüksekliği ile ilişkilidir.

Bunun yanında kan şekerinin belirli nedenlerle normal değerinin altına düşmesi de yaşamı ciddi şekilde tehdit edebilir. Şeker hastalığında şeker 70 mg’ın altına düşmemelidir. Başta beyin dokusu olmak üzere, yaşamsal bazı doku ve organlar yaşamlarını sürdürebilmek için yeterli miktarda glukozun varlığına ihtiyaç duyduğundan, kan şekeri düzeyinin çok azalması halinde bu dokular fonksiyonlarını kaybeder. Kan şekerinin düşmesi ile önce başlangıçta açlık hali, çarpıntı, terleme, ellerde titreme ile başlayan şikayetlere, kan şekerinin düşüşünün derinleşmesi ile konuşma bozukluğu koordinasyon bozukluğu, bilinç kaybı ve komaya varan beyin sinir sistemi sorunları görülebilmekte, kalp fonksiyonlarının bozulmasına bağlı şok, dolaşım bozuklukları da ortaya çıkabilmektedir.

Tokluk ve Açlık Kan Şekeri Nedir? Hakkında Sık Sorulan Sorular

Sağlıklı kişilerde açlık kan şekeri 70 – 100 mg/dl arasında kabul edilir.

Koma gibi hayati fonksiyonları tehdit edebilecek komplikasyonlar gelişebileceği gibi; kolesterol yüksekliği, kalp-damar hastalıkları, inme gibi rahatsızlıkların riskini de artar.

Doç. Dr.
Abdullah Taşlıpınar
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
MEDICANA ATAŞEHİR
Profili Gör
Oluşturma: 07.04.2022 04:29
Son Güncelleme: 10.04.2023 05:07
Oluşturan: Abdullah Taşlıpınar
+A A-

İlgili Bölüm Hekimleri