Erkeklerde sperm oluşumu, kişinin ergenliğe girmesiyle birlikte başlar. Bazı hastalıklar sebebiyle zaman zaman sperm sayısında düşüklük olabilir. Ancak bazen tespit edilemeyecek kadar az sayıda sperm olabilir veya hiç sperm bulunmayabilir. Erkek infertilitesi’nin yaygın nedenleri arasında gösterilen azospermi, çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilir. Hastalığın nedenine bağlı olmakla birlikte genellikle tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur.
Azospermi, yapılan semen analizi sonucunda menide hiç sperme rastlanmaması veya çok düşük sayıda sperm görülmesidir. Erkeklerde görülen kısırlık için en yaygın nedenlerden biridir. Azospermi nedenleri pretestiküler, testiküler ve posttestiküler olarak değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte nedenler tıkanıklığa bağlı ve tıkanıklığa bağlı olmayan olarak iki grupta sınıflandırılır.
Azospermi; düşük cinsel istek, testiste ağrı veya yumru, yüz ve vücut kıllarında azalma gibi çeşitli semptomlarla birlikte görülebileceği gibi asemptomatik de seyredebilir. Kolaylıkla teşhis edilebilen bu durum çoğunlukla tedavi edilebilir ve hasta çocuk sahibi olabilir. Bir yıldan fazla süredir çocuk sahibi olmaya çalışan ancak gebeliğin başlamadığı çiftlerin azospermi olasılığına karşı bir üroloji uzmanına başvurulması tavsiye edilir.
Azospermi’nin üreme döngüsünde bir sorun görülmesi ya da testislerde bir tıkanıklık olup olmadığına göre farklı çeşitleri bulunur. Üreme döngüsündeki sorunlar pretestiküler, testiküler ve posttestiküler olmak üzere üçe ayrılır. Bunlar da tıkanıklık olup olmaması durumuna göre obstrüktif ve nonobstrüktif olarak incelenir.
Pretestiküler azospermi, sorunun hormonlarla alakalı çoğunlukla da hipofiz bezi ya da hipotalamus ile ilgili olduğu durumlardır. Bu duruma ikincil testis yetmezliği de denir. Pretestiküler azospermi yaşayan hastalarda beyindeki endokrin bezleri vücudun sağlıklı spermler geliştirmesi için doğru kimyasal maddeleri salgılamaz.
Testiküler azospermi, problemin testislerde olduğu durumlardır. Hastanın testisleri testosteron üretmiyor ya da testisler endokrin bezlerinin salgıladığı hormonlara yanıt vermiyor olabilir. Bunlara ek olarak spermlerin hücresel gelişiminde bir sorun da olabilir. Primer testis yetmezliği, testiküler azospermi’ye örnek olarak verilebilir. Pretestiküler ve tesiküler azospermi ise hormonal bozukluklar ya da sperm gelişimi kaynaklı olduğundan nonobstrüktif azospermi (tıkanıklığa bağlı olmayan) olarak sınıflandırılır.
Posttestiküler azospermi ise sorunun tıkanıklık veya ejakülasyon disfonksiyon nedeniyle görülmesidir. Retrograd ejakülasyon adı verilen durumda meninin mesaneye geri düşmesi veya vas deferens tıkanıklığı görülebilir. Bu durumlar spermlerin bir tıkanıklık ya da boşalma sorunu sebebiyle meniye karışamamasını içerdiğinden obstrüktif azospermi (tıkanıklığa bağlı) olarak sınıflandırılır.
Azospermi’nin sebepleri azospermi türüne bağlı olarak değişebilir. Pretestiküler azospermi birtakım genetik bozukluklardan kaynaklı olarak görülebilir. Örneğin Kallmann sendromu adı verilen bir sağlık sorunu, vücudun testis fonksiyonlarını düzenleyen gonadotropin hormonunu üretmesini etkilediğinden sperm üretimini de etkileyebilir. Beyinle ilgili ve özellikle hipotalamus veya hipofiz bezindeki sorunlar azospermi’ye yol açabilir. Bunların yanı sıra bazı ilaçlar ve radyasyon tedavisi de bu duruma katkıda bulunabilir.
Bunlara ek olarak şu gibi durumlarda da testiküler azospermi oluşabilir:
Obstrüktif azospermi çeşidi olan posttestiküler azospermi ise tıkanıklık sonucu görülür. Bu tıkanıklık epididim’de ya da vas deferens kanalında olabilir. Bunların yanı sıra doğuştan gelen bazı durumlar da tıkanıklığa neden olabilir. Örneğin hastada doğuştan vas deferens kanalı olmayabilir. Enfeksiyonlar, kistler, yaralanma ve vasektomi de obstrüktif azosperminin diğer nedenleridir.
Azospermi’nin spesifik bir semptomu yoktur. Başka bir deyişle hiçbir semptom olmasa da kişide azospermi olabilir. Bir yıldan uzun süredir korunmasız ilişkiye rağmen gebeliğin başlamaması genellikle azospermi’nin tek belirtisidir. Bununla birlikte bazı semptomlar da görülebilir. Azospermi şu belirtilerle ortaya çıkabilir:
Azospermi teşhisi için semen analizi yapılması gerekir. Hastanın menisi incelenerek tanı konabilir. Eğer menide canlı sperm yoksa hastada azospermi olabilir. Semen analizinin yanı sıra hastaya tıbbi geçmişi de sorulabilir. Muayene için hastaya şunlar sorulabilir:
Muayene ve semen analizine ek olarak başka testler de yapılabilir. Bu testler, azospermi’nin nedenini belirlemek ve doğru tedaviyi uygulamak için gereklidir. Hastanın hormon düzeylerini ve genetik koşullarını değerlendirmek üzere kan tahlilleri yapılabilir. Hipofiz bezi ya da hipotalamus ile ilgili bir sorundan şüphelenilmesi durumunda MRI veya tomografiden yararlanılabilir. Skrotum ile üreme sisteminin diğer bölümleri ultrason aracılığıyla görüntülenebilir. Son olarak sperm üretimiyle ilgili bir bozukluk olup olmadığının görülmesi için biyopsi de gerekebilir.
Azospermi için çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir. Hastada azospermi’ye yol açan nedene göre bir tedavi yöntemi belirlenir. Örneğin bir enfeksiyon olması halinde ilaç tedavisi uygulanabilir. Üreme sistemiyle ilgili enfeksiyon varsa antibiyotik reçete edilebilir. Ancak enfeksiyonun tedavi edilmesi doğurganlığın geri kazanılmasını sağlamayabilir.
Cinsel ilişkiyle ilgili sorunlar yaşanıyorsa ilaç ya da danışmanlık tavsiye edilebilir. Bu şekilde erektil disfonksiyon gibi sorunlar olması durumunda doğurganlığı sağlamak mümkün olabilir. Bununla birlikte hormonal bozukluklar varsa yine ilaç tedavisi uygulanabilir. Bazı hormonların yüksek ya da düşük olması sebebiyle kısırlık görülüyorsa hormon replasman tedavisi önerilebilir.
Azospermi için cerrahi tedavi de yapılabilir. Önreğin varikosel ve vas deferens tıkanıklığı ameliyatla giderilebilir. Hasta daha önce vasektomi geçirdiyse ameliyatla tersine çevrilebilir. Bunların yanı sıra eğer sperm üretiliyor ancak menide sperm bulunmuyorsa testislerden ya da epididim’den sperm elde edilebilir.
Azospermi teşhisi koyulan hastalarda kısırlığın giderilmesi için yardımcı üreme tekniklerinden de faydalanılabilir. Bu teknikler sayesinde hastadan alınan spermler tüp bebek ya da intrasitoplazmik sperm enjeksiyonunda kullanılabilir. Böylece gebelik mümkün hâle gelir.