Vücudun düzgün bir biçimde çalışmaya devam etmesi suya bağlıdır. Yeterli su tüketimi vücut sıcaklığının düzenlenmesine, kabızlığı önlemeye ve diğer tüm önemli vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesine yardımcı olur. Susamak ise yeterli su tüketilmediğinde susuzluğun önlenmesi için beynin bir uyarısıdır. Baharatlı veya tuzlu yiyecekler yedikten sonra veya spor sonrasında, özellikle de hava sıcaksa susamak normaldir.
Bazen susuzluk hissi daha şiddetli olur ve kişi su içse de susuzluk tam olarak geçmez. Hatta bulanık görme ve yorgunluk gibi farklı semptomlar da ortaya çıkar. Bunlar, altta yatan ciddi bir tıbbi duruma işaret edebilen susuzluk belirtileridir. Aşırı ve sürekli susama, diyabet ya da hipertiroidizm gibi bir hastalığın belirtisi olarak görülebilir.
Susuzluğa Neden Olan Faktörler Nelerdir?
Susuzluk şu nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir:
- Tuzlu ya da baharatlı yiyecekler tüketmek
- Hasta olmak
- Yorucu egzersizler
- İshal
- Kusma
- Yanıklar
- Çok fazla kan kaybı
- Kullanılan bazı ilaçlar
Ancak sık sık aşırı susama ve su içildiğinde dahi geçmeyen susuzluk hissi ciddi sağlık sorunlarının belirtisi olabilir.
Dehidrasyon
Vücudun ihtiyaç duyduğu kadar su tüketilmediğinde kişi kendini susamış hisseder. Terleme, ishal veya kusma gibi nedenlerden dolayı sıvı kaybı yaşandığında da susuzluk hissedilebilir. Bu gibi durumlarda vücuttaki su dengesini sağlamak için su içilerek susuzluk kısa sürede giderilebilir. Bunlara ek olarak aşırı ısınmak da su kaybına neden olur. Güneşli havada dışarıda vakit geçirmek ya da yoğun egzersizler yapmak vücudun aşırı ısınmasına yol açabilir. Bu durumlarda da su içerek susuzluk önlenebilir.
Egzersiz yapmak da kasların ısı üretmesine ve bunun sonucunda susuzluğa neden olur. Sıcaklık yükseldiğinde vücut ısıyı dışarı terleme yoluyla atar. Ter buharlaştıkça altındaki dokular soğumaya başlar. Çok fazla terleme ise vücudun su seviyesini düşürür ve oluşan sıvı kaybı vücut fonksiyonlarını etkiler. Ciddi sıvı kaybına bağlı olarak görülen dehidrasyon, fiziksel ve zihinsel birçok sağlık sorununa yol açabilir.
Tüketilen Yiyecekler
Bazen susuzluk hissi tüketilen bir yiyecekten dolayı da görülebilir. Tuzlu ve baharatlı yiyecekler tüketmek kişinin kendini aniden ve uzun süre susamış hissetmesine neden olabilir. Tuzlu yiyecekler tüketildiğinde tuz kan dolaşımı tarafından emilir. Daha sonra dokulardaki sıvı da tuz tarafından kan dolaşımına çekilir. Bu da kanda aşırı basınca sebep olur ve kanda bulunan reseptörler sodyumu algılar. Böbrekler de kan dolaşımındaki sıvı ve sodyum seviyesini azaltmak için daha fazla idrar üretir. Bunun sonucunda dokular ile hücreler susuz kalır ve susuzluk başlar.
Diyabet Hastalığı
Sürekli susuzlukla birlikte sık tuvalete çıkma ihtiyacı, aşırı yorgunluk ve kilo kaybı gibi ek semptomlar görülüyorsa bunlar diyabet belirtisi olabilir. Diyabet, kan şekeri seviyesinin kontrol edilmesini zorlaştıran ve ömür boyu devam eden bir tıbbi durumdur. Yüksek kan şekeri seviyesi, böbreklerin şekeri vücuttan atmasını sağlamak için daha fazla idrar üretmesine neden olabilir. Bu durumda beyin de yaşanan sıvı kaybının giderilmesi için daha fazla su içilmesi için sinyal gönderir.
Gebelik
Susuzluk hissi ve normalden daha sık tuvalete çıkma gebelik döneminde sıkça yaşanan semptomlardır. Bu sorunlar nadiren gestasyonel diyabetin belirtisi olarak görülse de genellikle bir soruna işaret etmez.
İlaç Tedavisi
Susuzluk bazen belirli ilaç türlerinin bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Özellikle antipsikotikler ve diüretikler, susuzluğa yol açabilir. Antidepresanlar, antikolinerjikler, antikonvülsanlar gibi ilaçlar da ağız kuruluğuna neden olarak susuzluğu tetikleyebilir.
Hipertiroidizm
Tiroidlerin aşırı aktif olması olarak tanımlanana hipertiroidizm susuzluğun nedeni olabilir. Hipertiroidizm terlemenin artmasına ve bunun sonucunda susuzluğa yol açabilir.
Sağlığın Korunması için Gün İçinde Ne Kadar Su Tüketilmelidir?
Sağlıklı bir vücut için gün boyunca düzenli olarak su tüketilmesi gerekir. Kişinin yaşı ve kilosuna göre günlük tüketmesi gereken su miktarı değişebilir. Yeterli su tüketilip tüketilmediğini anlamak için ise idrar kontrol edilebilir. Eğer idrarın rengi açıksa ve kokusu çok ağır değilse bu yeterli su tükettiği anlamına gelir. Bunlara ek olarak şu durumlarda da daha çok su tüketilmesi tavsiye edilir:
- Sıcak ve güneşli havalar
- İshal olmak
- Kusmak
- Ateş
Susuzluk için Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?
Susuzluk, vücudun sıvı seviyesinin düşük olduğu anlamına gelir ve susuzluk olması durumunda kişi susamaya başlar. Normal şartlar altında su içildiğinde susuzluk hissi giderilir. Ancak su içtikten sonra geçmeyen susuzluk hissi önemli sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir. Sürekli olarak su içme dürtüsünün altında yatan neden psikolojik bir durum da olabilir. Susuzluk yaşayan kişiler şu durumlarda bir sağlık uzmanına başvurmalıdır:
- İçilen suyun miktarı fark etmeksizin geçmeyen susuzluk hissi
- Susuzlukla birlikte yorgunluk hissi
- Susuzlukla birlikte bulanık görme, aşırı açlık hissi ve iyileşmeyen kesik ya da yaralar
- Gün içinde çok fazla tuvalete çıkma
Susuzluğu Önlemek için Neler Yapılabilir?
Susuzluğun önüne geçmek için alınacak ilk önlem yeterli su içmektir. Kişinin bir günde içmesi gereken su miktarı; sağlık durumuna, aktivite düzeyine, cinsiyetine, yaşına ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterir. Kişi düzenli egzersiz yapıyorsa daha çok su içmesi gerekir. İdrar renginin koyulaşmaması ve kokusunun ağırlaşmaması, yeterli su içildiğini gösterir.
Kişi susadığını hissettiğinde elektrolit içeren içecekleri de tüketebilir. Bu içeceklerin içinde bulunan sodyum, magnezyum ve potasyum, vücut fonksiyonlarının sorunsuz bir şekilde çalışmasına yardımcı olur. Özellikle terleme ile vücut elektrolit kaybettiğinde bu içecekler susuzluğun hızlı bir şekilde giderilmesini sağlar.
Alkollü, kafeinli ve şekerli içecekler de susuzluk hissinin daha şiddetli hâle gelmesine neden olabilir. Şekerli içecekler kan şekeri seviyesinin yükselmesine ve daha fazla tuvalete çıkma ihtiyacına yol açabilir. Kafeinli ve alkollü içecekler ise vücutta su kaybına neden olur. Dolayısıyla bu içecekler susuzluğu gidermek için kullanılmamalı, mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
Bazı yiyecekler su açısından zengin olduğundan susuzluk hissinin önüne geçmeye yardımcı olur. Salatalık ve kereviz gibi sebzeler ile karpuz, çilek, kavun gibi meyveler su açısından oldukça zengindir. Beslenme düzenine bu sebze ve meyveler eklenerek daha çok su tüketme imkânı elde edilebilir.
Susuzluğa neden olan bir sağlık sorunu varsa bunların tedavi edilmesi gerekir. Aksi takdirde su içilse dahi susuzluk hissi geçmeyebilir. Diyabet, hipertiroidizm ve dehidrasyon olması durumunda uygun tedavi yöntemleri için bir sağlık uzmanından yardım alınmalıdır. Eğer kullanılan ilaçların yan etkisi olarak susuzluk görülüyorsa ilaç değişimi için doktora başvurulabilir.