Hiponatremi Nedir & Tedavi Yöntemleri

Hiponatremi Nedir & Tedavi Yöntemleri



Hiponatremi, yaygın olarak görülen önemli bir klinik problemdir. Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı, kafa karışıklığı ve yorgunluk gibi çeşitli semptomlara neden olabilir. Bunlar, yatarak ya da ayakta tedavide sık görülen bulgulardır. Daha şiddetli vakalarda nöbetler ve koma görülebilir. Hiponatreminin yaygın nedenleri arasında yeterli tuz olmadan çok fazla su veya diğer sıvıları tüketmek, bazı diüretiklerin kullanımı ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklar bulunur.

Hiponatremi Nedir?

Bir elektrolit (mineral) olan sodyum, vücut fonksiyonlarının düzgün çalışması için hayati öneme sahiptir. Çoğunlukla hücrelerin dışındaki vücut sıvılarında bulunur. Sıvı dengesinin ve kan basıncının düzenlenmesi ve kas ve sinirlerin düzgün çalışması için vücuda alınması gerekir. Kanda sodyum seviyesi, 135 mEq/l ila 145 mEq/l arasında olmalıdır.

Hiponatremi, kandaki sodyum konsantrasyonu değerinin 135 mEq/l'nin altına düşmesi halinde meydana gelir. Özellikle 120 mEq/l'nin altındaki sodyum konsantrasyonu, ciddi hiponatremi olarak kabul edilir.

Hücre dışı sıvılarda sodyum miktarı bazen anormal seviyede düşük olur. Bu seviyenin dengelenmesi için su akışı başlayan hücreler şişer. Özellikle beyin hücreleri şişmeye karşı hassastır. Çoğu vakada sodyum seviyelerinin düşmesinin nedeni, beyin hücrelerinin su nedeniyle şişmesidir.

Hiponatremi Çeşitleri Nelerdir?

Hiponatremi genellikle vücut sıvı seviyelerindeki değişikliklerle ortaya çıkar ve üç gruba ayrılır:

  • Övolemik hiponatremi: Vücut sıvı seviyeleri normaldir. Toplam vücut suyu artsa da vücuttaki sodyum seviyesi aynı kalır.
  • Hipervolemik hiponatremi: Artan vücut sıvı seviyeleri ile ilişkilidir. Hem sodyum hem de su seviyesi artsa da su seviyesinde daha fazla artış meydana gelir. Bunun bir örneği, sıvı tutulmasına yol açan kalp yetmezliğidir.
  • Hipovolemik hiponatremi: En yaygın nedeni dehidrasyon olan bu türde vücut sıvı seviyelerinde azalma görülür. Vücutta sodyum ve su seviyeleri aynı anda düşer. Bununla birlikte sodyum miktarında daha fazla azalma görülür.

Hiponatremi, ayrıca akut ve kronik olarak da gruplandırılabilir. Kronik hiponatremide, sodyum seviyelerindeki kademeli düşüş, 48 saatten daha uzun sürer. Beyin hücrelerinde hem elektrolitlerin hem de organik osmolitlerin (miyoinositol, betain, glutamin, taurin, g-aminobutirik asit) şişmesi nedeniyle nörolojik semptomlar görülebilir.

Sodyum seviyesinin kademeli değil, hızla düşmeye başladığı akut hiponatremide ise semptomlar daha belirgindir. Serum sodyum konsantrasyonundaki büyük düşüş (120 mEq /l’den daha az) birkaç saat içinde gerçekleştiğinde hayatı tehdit edici olabilir.

Hiponatremi Neden Olur?

Hiponatreminin spesifik nedenleri şu şekildedir:

  • Su zehirlenmesi
  • Böbrek, kalp ya da karaciğer problemleri
  • Diüretikler, antidepresan, ağrı kesici, bazı kemoterapi ilaçları gibi ilaçların kullanılması
  • Steroid, hormon ya da metabolizmadaki kusurlarla ilgili durumlar

Metabolik kusurlara örnek olarak uygunsuz antidiüretik hormon salınımı sendromu (UADHSS) verilebilir. Bu, bir hormon olan ADH uygun şekilde düzenlenmediğinde ortaya çıkar. Sık sık idrar yapıldığında böbrekler çok fazla sodyum atabilir. Bu da belirli akciğer kanseri türleri de dahil olmak üzere farklı hastalıkların sonucu olabilir.

Hiponatremin belirtileri, türe göre de değişiklik gösterir. Övolemik hiponatreminin nedenleri şunlar olabilir:

  • Uygunsuz antidiüretik hormon salınımı sendromu (UADHSS)
  • Addison hastalığı
  • Hipotiroidizm
  • Birincil polidipsi gibi durumlarda yüksek sıvı alımı ya da potomani (yüksek sıvı alımı ile düşük seviyede çözünen madde alımı)
  • Kolonoskopi veya kardiyak kateterizasyon gibi aşırı sıvılarla ilgili tıbbi testler
  • Iyatrojenik nedenler (tanı ya da tedavi sırasında insanın yanlışlıkla neden olduğu komplikasyonlar)

Hipervolemik hiponatreminin nedenleri aşağıdaki gibidir:

  • Nefrotik sendrom, akut ya da kronik böbrek yetmezliği gibi böbrek hastalıkları
  • Konjestif kalp yetmezliği ya da siroz gibi böbrek dışı hastalıklar
  • Iyatrojenik nedenler

Hipovolemik hiponatreminin nedenleri arasında şunlar vardır:

  • İshal ya da kusma ile karakterize olan gastrointestinal sıvı kaybı
  • Hücre dışı sıvılara neden olan pankreatit, hipoalbuminemi, ince bağırsak tıkanıklığı gibi hastalıklar
  • Diüretikler
  • Tuz tüketen nefropatiler
  • İdrarda su kaybına neden olan serebral tuz kaybı sendromu
  • Bir tür steroid olan mineralokortikoid eksikliği


Hiponatremi Belirtileri Nelerdir?

Hiponatremi belirtileri, vakanın hafif ya da şiddetli seyretmesine göre değişiklik gösterir. Bununla birlikte kan sodyum seviyeleri önemli ölçüde azalmadıkça herhangi bir semptom olmayabilir. Semptomlar, genellikle sodyum seviyesindeki ani değişikliklerle fark edilir. Sodyum seviyesi kademeli olarak düşerse, herhangi bir hiponatremi belirtisi meydana gelmeyebilir.

Hafif hiponatremi vakalarında görülen semptomlar aşağıdaki gibidir:

  • Uyuşukluk
  • Baş ağrısı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Anoreksiya
  • Kas zayıflığı ya da seğirme
  • Baş dönmesi
  • El ve ayaklarda şişme

Şiddetli hiponatremide ise aşağıdaki belirtiler görülebilir:

  • Oryantasyon bozukluğu
  • Ajitasyon
  • Nörolojik bozukluklar
  • Nöbetler
  • Beyin ödemi
  • Koma


Hiponatremi Nasıl Teşhis Edilir?

Sodyum bozuklukları; hastaların tıbbi öyküsüne, fiziki muayeneye, laboratuvar çalışmalarına ve hacim durumunun değerlendirilmesinden elde edilen bulgulara göre teşhis edilir. Özellikle laboratuvar testlerinin doğru yorumlanması, çeşitli hiponatremi türlerinin ayırt edilmesine yardımcı olur.

  • Kan testleri, hiponatreminin teşhisinde öncelikle tercih edilen yöntemdir. Bununla birlikte sodyum seviyesinin değişme nedeni hakkında bilgi vermez. Bu nedenle bir sağlık uzmanı tarafından tam değerlendirme yapılmalıdır.

Talep edilen testlerden bazıları şunlardır:

  • Kan testleri: Bu testler, sodyum ve potasyum seviyelerinin ve böbrek fonksiyonunun kontrol edilmesi için yapılır. Tiroit olup olmadığı, adrenal bezlerden salınan kortizol hormonu ve C-reaktif protein gibi kan enflamatuar belirteçleri da kontrol edilir. Özellikle ilk 24-48 saat içinde sodyum seviyelerinin sık sık kontrol edilmesi önemlidir.
  • İdrar örneği: İdrardaki sodyum seviyeleri, altta yatan nedeni belirlemeye yardımcı olmak için kullanılabilir.
  • İdrar ve kan osmolalite seviyeleri: Çözünen konsantrasyonun ölçülmesini sağlayan osmolalite, altta yatan nedeni belirlemeye yardımcı olabilir.
  • Görüntüleme yöntemleri: Bu yöntemler, hiponatreminin nedeninin herhangi bir hastalık olduğundan şüphelenildiğinde kullanılır. Kalp yetmezliğinden şüphelenildiğinde göğüs röntgeni istenebilir ya da kafa karışıklığı olan hastalarda bilgisayarlı tomografi (BT) ile beyin taraması gerekli olabilir.
  • Diğer testler: Yapılabilecek diğer testler arasında elektrokardiyogram veya EKG, kalp yetmezliğinde kalbin ultrason taraması (ekokardiyogram veya eko) ve böbrek hastalığında renal ultrason taraması bulunur.

Bu yöntemlerin dışında hastaların kullandığı ilaçlar da kontrol edilmelidir. Diüretikler ve seçici serotonin geri alım inhibitörleri hipovolemiye neden olabilir. Özellikle bira ve 3,4 metilendioksimetamfetamin (MDMA/ekztazi) gibi alkol ve yasa dışı uyuşturucu maddeler de hiponatreminin nedeni olabileceği için hastalardan bilgi alınmalıdır.

Hiponatremi Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavi, durumun altında yatan nedeni ele almayı ve kan sodyum seviyelerini yenilemeyi amaçlar. Tedavi planı yapılırken aşağıdakilerin göz önünde bulundurulması gerekir:

  • Serum sodyum konsantrasyonu ile belirlenen hiponatreminin şiddeti
  • Deliryum, nöbet veya koma gibi değişen merkezi sinir fonksiyonu semptomları
  • Hiponatreminin akut ya da kronik olması

Altta yatan nedene göre tedavi yöntemleri şunları içerir:

  • Sodyum tutucular: Bu ilaçlar, idrarın vücuttan atılmasına yardımcı olabilir. Sodyumun vücutta kalmasını ve fazla suyun vücuttan atılmasını sağlar.
  • İntravenöz (IV) sıvı: Genellikle bir sağlık kurumunda gerçekleştirilen bu işlem, kandaki sodyum seviyesinin artırılması amacıyla damardan sodyum solüsyonlarının verilmesini içerir.
  • Diyaliz: Böbreklerin düzgün çalışmaması durumunda vücuttaki fazla suyun atılması için diyaliz gereklidir.

Durum orta düzeydeyse ve yetersiz beslenme veya çok fazla su içme nedeniyle meydana geldiyse, hastaya sıvı alımını azaltması ve diüretik alımını değiştirmesi önerilebilir. Kronik asemptomatik hiponatremi için genellikle bu yöntemlerden yararlanılır.

Daha şiddetli vakalarda ya da akut hiponatremide, intravenöz sıvılar veya ilaçlar gibi daha agresif tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekir. Şiddetli seyreden akut semptomatik hiponatremide 100 ml intravenöz (IV) sıvıya tekabül eden %3 sodyum klorür verilebilir. Semptomlarda herhangi bir iyileşme görülmemesi durumunda bu tedavi 10 dakikada bir tekrar uygulanabilir. Beyin fıtığı (herniasyon) riski yüksek olduğu için bunun da göz önünde bulundurulması gerekir.

Durum, adrenal bez yetmezliğinden (Addison hastalığı) kaynaklanıyorsa, sodyumu normal seviyeye getirmek için hormon tedavisi uygulanabilir.

Hiponatremi Nedir & Tedavi Yöntemleri Hakkında Sık Sorulan Sorular

Hiponatremi, kandaki sodyum konsantrasyonu değerinin 135 mEq/l'nin altına düşmesi halinde meydana gelir.

Tedavi, durumun altında yatan nedeni ele almayı ve kan sodyum seviyelerini yenilemeyi amaçlar, altta yatan nedene göre tedavi durumu değişir.

Uzm. Dr.
Hayriye Belma Siber
İç Hastalıkları
MEDICANA ÇAMLICA
Profili Gör
Oluşturma: 30.05.2024 11:52
Son Güncelleme: 30.05.2024 11:55
Oluşturan: Hayriye Belma Siber
+A A-

İlgili Bölüm Hekimleri