Vücudumuz, sağlığını koruyabilmek için çeşitli fizyolojik ve biyokimyasal mekanizmalara ihtiyaç duyar. Bu doğrultuda, hücreler tarafından üretilen kimyasal maddeler ve enzimler, vücut için zararlı maddeleri metabolize ederek vücuttan uzaklaştırır. Hücrelerin, oksijen kullanımı ile vücut için enerji üretimi esnasında üretilen oksijen radikallerinin elimine edilmesi gerekir. Burada glutatyon molekülü önemli bir rol oynar.
Glutatyon Nedir?
Glutatyon, vücudumuzdaki hücreler tarafından üretilen ve önemli biyokimyasal mekanizmalarda kilit rol oynayan, üç amino asitten oluşan bir proteindir. Glisin, sistein ve glutamat amino asitlerini bir araya gelmesiyle oluşan glutatyon, yapısındaki özel kimyasal bağları kullanarak vücut için zararlı birtakım maddelerin etkisiz hale getirilerek uzaklaştırılmasını sağlamada görevlidir.
Normal şartlar altında vücudumuzun yaşamını devam ettirebilmesi için vücudu oluşturan her bir hücre, beslenme yoluyla elde edilen besinlerden enerji üretir. Hücrelerimizin önemli bir kısmı bu enerji üretim sürecini, hava yoluyla elde edilen oksijenle besinlerin metabolize edilmesi suretiyle gerçekleştirir. Bu sayede yüksek miktarda enerji üretilirken, sürecin bir yan ürünü olarak reaktif oksijen radikalleri adı verilen bazı zararlı moleküllerin oluşması da söz konusudur.
Reaktif oksijen radikalleri kimyasal olarak oldukça aktif olan ve vücuttaki diğer kimyasal maddelerin yapısını bozarak kanserden romatolojik hastalıklara kadar, pek çok önemli hastalığın gelişiminde rolü olan maddelerdir. Bu nedenle, reaktif oksijen radikallerinin vücuttan temizlenebilmesi için hücrelerimiz çeşitli savunma mekanizmaları geliştirmiştir. Bazı enzimler reaktif oksijen radikallerini metabolize ederek uzaklaştırırken farklı moleküller de radikalleri kendisine bağlayarak zararlı etkilerini sonlandırır ve vücuttan atılmalarını sağlar. Böylelikle bahsedilen moleküller, radikaller tarafından dokularda oluşturulabilecek hasara ve ilgili hastalıklara karşı koruyucu görev üstlenmiş olur. Oksijen radikalleri ile mücadelede kullanılan tüm bu moleküllere antioksidanlar adı verilir.
Glutatyon Ne İşe Yarar?
Glutatyon molekülü, yapısındaki sistein amino asidi sayesinde reaktif oksijen radikallerini bağlayarak zararlı etkilerini doku düzeyinde sonlandıran ve vücuttan uzaklaştırılmalarını sağlayan antioksidanların başında gelir. Yine benzer mekanizmayla glutatyon, reaktif oksijen radikallerini metabolize ederek ortadan kaldıran enzimlerin yenilenmelerini sağlayarak daha etkin şekilde mücadele etmelerini kolaylaştırır. Bu bakımdan glutatyon molekülü vücudun sağlığını korumasında oldukça önemli görevler üstlenir. Yapılan çalışmalar glutatyon molekülünün reaktif oksijen radikallerinin doku düzeyinde hasar bırakmasıyla ortaya çıkan sağlık sorunlarıyla mücadelede etkili olduğunu göstermiştir. Gelişiminde reaktif oksijen radikallerinin etkili olduğu sağlık sorunları aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Kalp krizi, damar sertliği gibi kalp-damar hastalıkları
- Yüksek kolesterol
- Eklem romatizması
- Enfeksiyon hastalıkları
- Kanser
- Alzheimer hastalığı
- Parkinson hastalığı
- Diyabet
- Eklem kireçlenmesi (osteoartrit)
- Katarakt
- Astım
- Hepatit gibi karaciğer hastalıkları
Glutatyon Miktarı Nasıl Artırılır?
Glutatyon molekülü yapısında yer alan amino asitlerden üretildiğinden, günlük beslenmeyle yeterli miktarda amino asit alımına bağlı olarak sentezlenebilir. Bu bakımdan reaktif oksijen radikalleri ile mücadelede etkili olan ürünlerle birlikte ilgili amino asitlerden zengin besinlerin alınması, glutatyon miktarını artırmada yararlı olabilir. Buna göre; brokoli, karnabahar, sarımsak, soğan, yumurta, fındık, balık ve tavuk glutatyon üretimi açısından tüketilebilecek besinler arasında sayılabilir. Bunun yanında sporcular için takviye olarak alınan whey proteini veya glutatyon içerikli ürünler de kandaki glutatyon seviyesini artırabilir.
Reaktif oksijen radikalleri ile mücadelede diğer bir önemli mesele ise vücuttaki oksijen radikali seviyesini artıracak aktivitelerden kaçınmaktır. Bu anlamda sigara ve alkol gibi kötü alışkanların bırakılması, dengesiz beslenmeye yol açacak hazır ve işlenmiş gıdaların tüketilmemesi, yeterli ve kaliteli uyku alışkanlığı kazanılması önemlidir.
Glutatyon Takviyesi Almak Faydalı Mıdır?
Yapılan çalışmalar belirli sağlık problemlerinde glutatyon veya öncül molekülü olan N-asetil sisteinin (NAC) takviyesinin faydalı olabileceğini göstermiştir. Bu bakımdan sağlık profesyonelleri aşağıdaki belirtilen sağlık sorunlarının yönetiminde glutatyon ve türevlerinden yararlanabilmektedir:
- Damar sertliği (ateroskleroz)
- Kemoterapiye bağlı gelişen yan etkiler
- Hemodiyaliz tedavisi alan hastalar
- Bypass cerrahisi geçiren kişiler
- Diyabet
- Parkinson hastalığı
Glutatyon ve türevleri oral yolla alınabileceği gibi, solunum yoluyla inhaler olarak veya IV formda da hastaya verilebilir. Verilecek glutatyon dozu hastanın yaşına ve altta yatan sağlık sorununa göre değişkenlik arz edebilir. Glutatyon kullanımı öncesinde kişinin hekimine danışması ve hekim gözetiminde takviye glutatyon alması sağlığın korunması açısından oldukça önemlidir.
Glutatyon kullanımına bağlı yan etkilerin ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Yan etki gelişmesi halinde ürünün kullanımına son verilmesi gerekir. Özellikle alerjik reaksiyona yatkın bünyelerde fazla olmak üzere, glutatyon kullanımına bağlı aşağıdaki belirtiler gelişebilir:
- Karın ağrısına yol açan abdominal kramplar
- Karında şişkinlik, gaz ve geğirme ihtiyacı
- Nefes darlığı
- Ciltte kızarıklık, döküntü, ödem
Glutatyon Nedir ve Vücutta Ne İşe Yarar? Hakkında Sık Sorulan Sorular
Glutatyon, vücudumuzdaki hücreler tarafından üretilen ve önemli biyokimyasal mekanizmalarda kilit rol oynayan, üç amino asitten oluşan bir proteindir.
Belirli sağlık problemlerinde glutatyon veya öncül molekülü olan N-asetil sisteinin (NAC) takviyesinin faydalı olabileceğini göstermiştir.