Spinal Kord Nedir? Semptomları ve Tedavi Süreci

Spinal Kord Nedir? Semptomları ve Tedavi Süreci



Spinal kord, beyin ve vücudun kalan bölümü arasında duyum ya da hareket için gerekli olan mesajları transfer eden sinir demeti olarak açıklanabilir. Spinal kord yaralanmaları ise omuriliğin zedelendiği, kısmi biçimde yırtıkların oluştuğu travmatik yaralanmalardan kaynaklıdır. Hem çocuklarda hem de yetişkin bireylerde sakatlık ve ölüm gibi çok ciddi sorunlara yol açabilir.


Spinal kord yaralanmalarında omuriliğin bir bölümü zarar görür. Çoğunlukla güç ve duyu kayıplarına ya da vücut fonksiyonlarında değişime neden olur. Bu tip yaralanmalara maruz kalan kişiler, başarılı rehabilitasyon çalışmaları ve fizik tedavi uygulamalarıyla yaşamsal aktivitelerine yeniden kavuşabilir. Fakat yaralanmanın derecesine bağlı olarak hasta kaybettiği bazı fonksiyonlarını geri kazanamayabilir.

Spinal Kord Nedir?

Spinal kord, temel olarak omurilik isimli yapıyı ifade eder. SCI (Spinal Cord Injury) ise spinal kord yaralanmaları için kullanılan tıbbi terimdir. SCI, halk arasında omurilik felci olarak da bilinir. Omuriliğin farklı şiddette bir travmaya bağlı şekilde zedelenmesi, spinal kord yaralanmalarını ortaya çıkarır.

Omurgada bulunan omurilik, vücut için birçok açıdan kilit bir role sahiptir. Bu bölge; genel olarak kol, gövde ve beyin arasındaki iletişimde etkilidir. Özelikle beyin üzerinden gelen uyarıları gövde, bacak ve kollara iletme görevini başarıyla uygular. Aynı şekilde söz konusu bölgelerden gelen uyarı verilerini de beyne ulaştırır. Bu durum, kişinin hareket etmesini ya da çeşitli duyuları hissetmesini sağlar.

Spinal kord yaralanmalarında; omurilik kanalının ucundaki sinirlere doğru bir baskı ile beraber çeşitli yaralanmalar meydana gelir. Ayrıca spinal kord yaralanma vakalarında organ fonksiyonlarında azalmalar ya da his ve hareket kayıpları gözlemlenebilir. Genellikle oluşan travma, omurga bölgesinin ne kadar yukarısındaysa semptomlar da o denli şiddetli gerçekleşir.

Acil tedavi sürecinde de yaranın konumu ve şiddeti aynı şekilde belirleyicidir. Sırtın ortasında yer alan kordonun zarar görmesi yalnızca bacakları etkiler. Öte yandan boyunda yer alan omurilik zarar görürse solunum kasları ve kollar etkilenir. Bazı kişiler, belli bir zaman içinde birtakım becerilerine yeniden kavuşabilir.

Bu hastalığa dair güçlü bir farkındalık oluşturmak adına Uluslararası Spinal Kord Cemiyeti, 5 Eylül tarihini belirlemiştir.

Spinal Kord Nedenleri

Omurilik yaralanmaları, genellikle omurilikte travmaya bağlı şekilde ortaya çıkan zedelenmelerin bir sonucudur. Söz konusu durumun ortaya çıkmasında birçok farklı etkenden söz etmek olasıdır. 

Nedenleri arasında; özellikle trafik kazaları başta olmak üzere travmatik yaralanmalar öncelikli olarak sıralanır. Öte yandan kaymalar, yüksek bir yerden düşmeler, silah yaralanmaları, dalış kazaları; spinal kord için bir gerekçe olabilir. Buna ek olarak sporcu yaralanmaları da nedenleri arasında sayılabilir.

Spinal Kord Belirtileri

Omurilik felcinde semptomlar genel olarak yaralanmanın seviyesi ve konumu ile ilintilidir. Oluşan yaralanmanın sonrasında omuriliğin zarar görmeyen en alt düzeyi, yaralanmanın nörolojik düzeyi şeklinde kabul görür. Oluşan şiddetse inkomplet ve komplet gibi terimlerle bilinir. Komplet adı verilen yaralanma biçiminde yaralanma düzeyinin altındaki bütün motor fonksiyonları yitirilir. İnkomplet adı verilen yaralanmalarda yaralanma düzeyinin aşağısındaki bazı duyusal beceriler korunur. Spinal kord genel itibarıyla şu tip belirtiler gösterir:

    • Göğüs, kol ve bacaklarda his kaybı
    • Hareket etme becerisinde kayıp
    • Mesane kontrolünün kaybı
    • Kas kasılmalarında artış
    • Spazmlar
    • Cinsel işlev bozuklukları
    • Sinir liflerinin hasar görmesine bağlı oluşan ağrılar
    • Nefes almada zorluk

Özellikle de boyun ya da baş kısmında ciddi yaralanmalarla karşı karşıya kalan kişilerin, vakit kaybetmeden bir doktora görünmeleri çok elzemdir. Bunun en önemli nedeni, ciddi bile olsa bazı omurilik yaralanmalarının kendini hızlı bir şekilde belli etmeyebilmesidir. Felç oluşumu ve uyuşukluk görece yavaş yavaş meydana gelebilir. Tedavinin potansiyel başarısında acil tıbbi müdahale, temel belirleyicilerden birisidir.

Spinal Kord Teşhis ve Tedavi Süreci

Spinal kord yaralanmaları, çok uzun seneler boyunca tedavi edilemez bir rahatsızlık olarak görülmüştür. Fakat tıp alanında ortaya çıkan gelişmelerle beraber sağ kalma oranlarında ve yaşam sürelerinde görece artış gerçekleşmiştir.

Erken tedavi döneminin hemen sonrasında nörorehabilitasyon sürecinin başlatılması gerekir. Bu rehabilitasyon süreci, olası komplikasyonları minimize edecektir. Ayrıca rehabilitasyon akut dönemde başlayıp ömür boyu devam edebilir.

Acil tıbbi yardım gerektiren durumlarda öncelikli olarak nefes alma ya da kanama gibi hayatı doğrudan tehdit eden unsurların yarattığı etkiler azaltılır. Ortada gerçekten bir omurilik yaralanması olup olmadığını somut olarak saptamak adına çeşitli hareket ve his testlerin başvurulur. Omurganın özenli bir şekilde korunabilmesi için bu aşamalarda boyun ve vücut bölgesinin hareketsiz tutulması önemlidir. Omurilik yaralanmasına dair şüpheler güçlüyse CT taramalarına, laboratuvar testlerine ya da MR’a başvurulabilir. Yapılan nörolojik muayene sayesinde hastanın spinal kord yaralanmasının yeri ve ciddiyeti belirlenir.

Kimi durumlarda -hastanın koşullarına bağlı olarak- steroid olarak bilinen ilaçlar, tedavide ön plana çıkabilir. Bu tip ilaçlar ilk aşamada özellikle omurga bölgesinde meydana gelen şişlikleri azaltır. Eğer sırt bölgesindeki kemikler çıkmış ise bu aşamada ameliyata başvurulabilir. Erken tedavi döneminde doğrudan rehabilitasyon programı oluşturulur. Bu program, hastanın ilerleyişine göre detaylı şekilde revize edilir.

Spinal kord yaralanmalarından sonra iyileşme süreci, genel olarak hastane yatışlarını ve uzun süreli rehabilitasyonu içerir. Pek çok uzmanın rol aldığı bu disiplinlerarası sağlık hizmeti; kan basıncından beslenmeye, bağırsaklardan kalp durumuna dek birçok fonksiyonun takibini kapsamlı şekilde içine alır.

Oluşturma: 31.05.2024 03:34
Son Güncelleme: 12.06.2024 03:58
Oluşturan: Medicana Web ve Yayın Kurulu
+A A-