Tüm vücut dokularında bulunan potasyum minerali, hücre fonksiyonlarının düzgün çalışması için gereklidir ve hücre içi sıvı hacminin korunmasında önemli bir rol oynar. Bu mineral, günlük beslenme rutinine dahil edilen çok sayıda gıdada doğal olarak bulunur. Yaşa ve cinsiyete göre günlük alınması gereken potasyum miktarının altında kalındığında ya da aşırı miktarda potasyum alındığında bazı sağlık sorunları ile karşılaşılabilir.
Potasyum, vücuttaki hücre ve dokuların ihtiyaç duyduğu temel minerallerden biridir. Farklı hücreleri ve sinir sistemi fonksiyonlarını aktive eden elektrik yükünü taşıdığı için elektrolit olarak da adlandırılır. Birçok gıdada doğal olarak bulunan potasyumun asıl görevi hücrelerde bulunan sıvının normal seviyelerde kalmasına yardımcı olmaktır. Hücre dışı sıvı hacminin ana düzenleyicisi olan sodyumla birlikte görev alır. Kasların kasılmasına yardımcı olurken kan basıncının anormal değerlere ulaşmasına engel olur. Ayrıca yaş ilerledikçe gelişen böbrek taşı ve kemik erimesi riskini azaltabilir.
Potasyumun vücuttaki diğer görevleri şu şekildedir:
Vücuttaki potasyumun çoğu hücre içinde bulunsa da küçük bir kısmı hücre dışındaki sıvılarda yer alır. Bu mineralin büyük çoğunluğu ince bağırsakta gerçekleşen pasif difüzyon yoluyla emilir. Yaklaşık %90’ı bu şekilde emilen potasyum, vücutta hücre içi ve hücre dışı konsantrasyonların korunması amacıyla kullanılır. Mineralin bir kısmı idrar, dışkı ve bir terle vücuttan atılır. İdrarla atılan kısım ortalama 195 mg olduğu için potasyum dengesinin sağlanması için cinsiyete ve yaşa göre değişmekle birlikte yetişkin bir insanın vücuduna en az 2.600 mg civarında potasyum alması gerekir.
Yaşa ve cinsiyete göre önerilen, günlük alınması gereken potasyum miktarı şu şekildedir:
Potasyumun vücutta az ya da fazla miktarda bulunması sağlık sorunlarına neden olabilir. Günlük beslenmede çok yüksek miktarlarda potasyum alınması durumunda hipokalemi adı verilen bir rahatsızlık ortaya çıkabilir. Hipokalemi, elektriksel sinyallerin hassas dengesini bozarak kas seğirmesi, felce dönüşebilen kas zayıflığı, kas krampları, kalp çarpıntısı, yorgunluk gibi semptomlara neden olabilir. Aşırı düşük potasyum seviyesi depresyon, psikoz, halüsinasyon gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.
Potasyum suda çözünebilen bir mineral olduğu için sıvı yolu ile vücuttan atılır. Bazı ilaçlar, vücudun potasyum seviyesini düzenlemesine engel olabilir ve mineralin vücuttan normalden fazla atılmasına neden olabilir. Tansiyon ilaçları, müshil ilaçları ve diüretik’ler vücuttaki fazla sıvının dışarı atılmasını sağlar. Ancak bu durum potasyum seviyesinin düşmesine neden olur. Yoğun egzersiz, sıcak havadan kaynaklanan ishal ve aşırı terleme, aşırı alkol ve kafein alımı da potasyum oranının düşmesinin nedenleri arasında bulunur.
Potasyum, çeşitli sebze ve meyvelerde, et ürünlerinde ve içeceklerde yer alır. Ayrıca tuzun yerine kullanılan bazı ikame ürünlerde bulunur. Kronik böbrek hastalıkları olan bireylerde ve ilaç kullananlarda potasyum değerleri yüksek çıkabilir. Bu nedenle tuz ikamelerinin doktor kontrolünde tüketilmesi gerekir.
Bazı besinlerdeki potasyum miktarı şu şekildedir:
Bu gıdaların yanı sıra pisi balığı, ton balığı, morina balığı gibi bazı balık türlerinde; kabak çekirdeği, ay çekirdeği, fındık gibi kuruyemişlerde; barbunya, mercimek, fasulye gibi baklagillerde potasyum bulunur. Soya sütü, inek sütü, yoğurt, pekmez de zengin potasyum kaynaklarıdır.