Gebeliğin her haftası bebeğin büyüme ve gelişmesinin önemli bir parçası olduğu gibi, anne vücudu için de gebelik ve sonrası dönemine hazırlık ve değişimlerin habercisidir. Gebelik haftalarına göre anne ve bebek sağlığının korunmasına yönelik önemli adımların atılması gerekir. Yine belirli haftalarda gerçekleşen değişimler anne-bebek sağlığının değerlendirilmesi için önemlidir. Bu doğrultuda dikkat edilmesi gereken dönemlerden biri de hamileliğin 31. haftasıdır.
Hamileliğin 31. Haftası Nedir?
Sağlıklı bir gebelik 37 ile 42 hafta arasında sürer. 37 haftanın altında sonlanan gebeliklerde prematüre bebekler doğarken 42 haftanın üzerinde süren gebeliklerde postmatüriteden bahsedilir. Gebelik, anne ve çocukta gerçekleşen değişimler esas alınarak üç adet üç aylık (trimester) döneme bölünerek ele alınır. Bebeğin embriyolojik gelişiminin tamamlandığı, vücut şekil ve organlarının geliştiği ve boyut-hacim olarak büyümeye devam ettiği son trimester dönemi doğuma hazırlık açısından önemli olduğu gibi bebek ve annede yaşanan değişimler açısından da dikkat edilmesi gereken bir zaman dilimidir.
Üçüncü trimester’da yer alan 31. haftada anne karnındaki bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısı maksimum seviyeye ulaşır. Bebeğin embriyolojik gelişimi artık tamamlandığı için kontrollerde bebeğin boyut ve hacimsel olarak büyümesine yoğunlaşılır. Bu açıdan bebeğin hareket alanı açısından en rahat olduğu ve anne karnında hissedilen hareketlerinin en sık izlenebildiği gebelik haftası olarak kabul edilir.
Hamileliğin 31. Haftası Neden Önemlidir?
31.haftada bebek yaklaşık 41 santimetre uzunluğunda, açılmış bir lahana veya Hindistan cevizi büyüklüğüne erişmiştir. Bu dönemde bebekler hareket etmeye, parmaklarını emmeye, tekmelemeye başlar. Çevrede meydana gelen sesleri duyabilir ve seslere tepki verebilir. Bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısının miktarı arttığından bebeğin hareket alanı da artar.
Bebek hareketleri genellikle saatte ortalama 10 kez hissedilebilir. Bununla birlikte her bir bebeğin özellikleri, biyolojik durumları ve kişilikleri farklı olduğundan, kişiden kişiye hareket sıklığı farklılık gösterebilir. Bebek hareketlerinin hissedilmesi bebeğin sağlıklı olduğuna dair önemli bir veri sunar. Annenin alışılmışın dışında bebek hareketlerini az hissetmesi, bebeğin anne karnında belirli sorunlarla karşı karşıya kaldığına dair kıymetli bir klinik belirti olabilir.
Bebek hareketleri genellikle annenin beslenmesi, dinlenmesi veya diğer günlük aktiviteleri ile yakın ilişkili olarak gerçekleşir. Örneğin belirli besinlerin tüketilmesi bebek hareketlerini tetikleyebilir. Yine sol yan üstüne yatılması sayesinde rahmin ve bebeğin kan dolaşımı artacağından bebeğin hareketleri ortaya çıkabilir. Bunun dışında bebeklerin elle dokunarak, sesle veya fiziksel aktivite ile uyarılması da hareketlenmelerine neden olabilir.
Bu nedenle gün içinde bebek hareketlerinin olağandan az hissedilmesi durumunda annelerin açlık durumunda beslenmeleri, tatlı gıdalar almaları, sol yan üstüne uzanmaları ve dokunarak bebeklerini uyandırmaya çalışmaları yararlı olabilir. Tüm bu uygulamalara rağmen bebek hareketlerinin algılanamadığı durumlarda doktora danışılması gerekir.
Hamileliğin 31. Haftasında Annede Neler Olur?
Gebeliğin son trimester’ı ile birlikte rahim boyutları en üst seviyeye ulaşır. Bu ise karın içi organlarına daha az alan kalması ve karın içinde seyreden atardamarlar başta olmak üzere doku ve organlara ulaşan baskının artmasına bağlı olarak bazı semptomların gelişebilmesine olanak verir. Son trimester’da hamilelerde kan basıncı düşmeye meyillidir. Buna bağlı olarak gün içinde anne adayları kendilerini halsiz hissedebilir, oturdukları veya uzandıkları yerden aniden kalkma sonrası gözlerde kararma, baş dönmesi gelişebilir.
Doğuma yaklaştıkça doğum ve sonrasındaki bebek bakımı süreci ile ilgili kaygı bozuklukları gün yüzüne çıkabilir; ağlama nöbetleri veya sinirlilik gözlenebilir. Gebelik haftalarının ilerlemesiyle birlikte doğum sürecinin kolaylaştırılması adına rahim kasları 20-30 saniye kadar süren, doğum sancısı kadar şiddetli olmayan ve kendiliğinden gerileyen kasılmalara neden olabilir. Braxton-Hicks kasılmaları olarak bilinen bu durum tamamen fizyolojiktir ve zararsızdır. Genelde yalancı doğum sancıları olarak bilinir. Kasılmaların ağrıya yol açması veya düzenli hal alması ise erken doğum açısından önemlidir ve dikkate alınması gerekir.
Gebelik süresi boyunca kanda düzeyi artan hormonların etkisiyle meme dokusu gelişim gösterir ve doğum sonrasında süt salgısını sağlıklı olarak salgılayabilecek özellikler kazanır. Bununla birlikte gebelik esnasında süt salgısının üretilmemesi için belirli hormonlar baskılanır. Doğum sonrasında bu baskılanmanın ortadan kalkmasıyla süt salgılanmaya başlar. Son trimester’da süt bezlerinin bu hazırlık süreci nedeniyle meme ucundan berrak renkli akıntılar gelebilir veya sütyende kirlenmeler oluşabilir. Bu süreç tamamen fizyolojiktir ve her şeyin yolunda olduğuna işaret eder.
Hamileliğin 31. Haftasında Ne Olur? Hakkında Sık Sorulan Sorular
Annenin alışılmışın dışında bebek hareketlerini az hissetmesi, bebeğin anne karnında belirli sorunlarla karşı karşıya kaldığına dair kıymetli bir klinik belirti olabilir. Böyle bir durumda hemen bir uzmana başvurulmalı.