Soğuk Algınlığı

Soğuk Algınlığı



Soğuk kış aylarının gelmesi ile birlikte toplumda enfeksiyon hastalıkların görülme sıklığı da artar. Bu hastalıklar arasında özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları önemli bir yer tutar. Üst solunum yolu enfeksiyonları günlük hayat kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkileyebildiği gibi iş ve okul performansını da önemli ölçüde negatif etkiler. Toplumda görülen üst solunum yolu enfeksiyonları açısından en sık görüleni ise viral bir enfeksiyon olan soğuk algınlığıdır.

Soğuk Algınlığı Nedir?

Vücudumuz yaşam boyunca çeşitli yollarla çevresel etkenlere maruz kalır. Bunlardan bir kısmı vücut için zararlı, vücudu istila edebilecek mikroorganizmalar barındır. Vücudumuz, bu zararlı etkenleri uzaklaştırmaya yönelik mekanizmalar geliştirmiştir. Bu mekanizmalar bağışıklık sistemi ile birlikte vücudun korunmasında rol oynar ancak çeşitli nedenlerle bahsedilen koruyucu mekanizmalar görevini yerini getiremezse veya aksaklık yaşanırsa bazı sağlık sorunları meydana gelebilir.

Vücudumuzun çevreyle etkileşimde bulunduğu bölgelerin başında solunum sistemi gelir. Solunum sistemi solunum ile sindirimin ayrımını sağlamakla görevli gırtlak ile soluk borusunun kesiştiği bölge itibariyle ikiye ayrılır. Bu anatomik bölgenin üstünde kalan ve burun, ağız, geniz, yutak ve gırtlak gibi kısımların yer aldığı bölgeye üst solunum yolları; soluk borusu, bronş, bronşiyol, alveol ve akciğer dokusunun yer aldığı alt kısma ise alt solunum yolları adı verilir. Üst solunum yollarında iltihaplanmayla sonuçlanan enfeksiyon hastalıklarına üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) adı verilir.

Soğuk algınlığı, rhinovirüs adı verilen ve özellikle burun, geniz, ağız, yutak gibi bölgelerde iltihabi reaksiyon gelişmesine açan bir grup virüs türünün yol açtığı, toplumda en sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonunu tanımlar. Soğuk algınlığı isminden de anlaşıldığı üzere üzere soğuk havalarda gelişme riski artan bir enfeksiyon olarak bilinir. Bunun nedeni ise hastalık etkeni virüsün soğuk havayla birlikte üst solunum yollarına daha kolay tutunabilmesi ve koruyucu mekanizmalardan kaçabilmesidir. Bu sebeple soğuk algınlığı genellikle sonbahar ve kış aylarında daha sık gözlenir. Bununla birlikte yıl boyunca soğuk algınlığı enfeksiyonu meydana gelebilir.

Soğuk Algınlığı Neden Olur?

Sağlıklı bir vücutta üst solunum yollarına ulaşan ve vücut için zararlı olan mikroorganizmalar veya maddeler, üst solunum yolunu meydana getiren anatomik bölgelerde bulunan çeşitli güvenlik mekanizmaları sayesinde vücuttan uzaklaştırılır veya etkisiz hale getirilir. Bu mekanizmalar arasında burun ve ağız mukozasında üretilen salgılar, burun kılları, lenf dokuları ve solunum dokularını örten epitel dokusunda yer alan silya adlı ufak tüycükler sıralanabilir. Kıllar ve salgılar solunumla gelen zararlı etkenlerin daha ileri dokulara ulaşmalarını engellerken lenf dokuları doğrudan etkenlerin bağışıklık sistemi tarafından elimine edilmesini sağlar. Silyalar ise alt solunum yollarına ulaşması muhtemel etkenleri kamçı hareketleri yaparak tekrar üst solunum yollarına gönderir ve vücuttan uzaklaştırılmalarını sağlar.

Ortam sıcaklığının düştüğü koşullarda bu mekanizmalar aksamaya başlar ve dokuların çeşitli mikroorganizmalar tarafından iltihaplanması kolaylaşır. Rhinovirüsler özellikle solunum epitel dokusuna yerleşmeye yatkın olduğundan, bahsedilen mekanizmaların uygun şekilde çalışmadığı hallerde kolaylıkla üst solunum yollarına bulaşır ve enfeksiyona neden olur. Bunun dışında hastalığı geçiren kişilerden yoğun miktarda virüsün bulaşması sonucunda da koruyucu mekanizmalar yetersiz kalabilir ve enfeksiyon ortaya çıkabilir.

Başka bir viral enfeksiyon olan grip enfeksiyonu da soğuk algınlığına benzer şekilde ortaya çıkma eğilimindedir. Bununla birlikte grip enfeksiyonundan sorumlu influenza virüsü alt solunum yollarına da yerleşme yatkınlığına sahiptir. Grip enfeksiyonu belirtileri daha ani başlar, daha uzun ve şiddetli klinik tabloya yol açar ve antiviral tedaviye yanıt verir. Bu nedenlerden ötürü soğuk algınlığı ile grip enfeksiyonunun ayrımının yapılması tedavi başarısı açısından oldukça önemlidir.

Soğuk Algınlığı Belirtileri Nelerdir?

Soğuk algınlığı üst solunum yollarını meydana getiren tüm dokularda iltihaplanmayla sonuçlanır. Bu açıdan anatomik olarak etkilenen dokular ve buna bağlı gelişen komplikasyonlara bağlı olarak çeşitli klinik semptomlar görülebilir. Aşağıdaki belirtiler soğuk algınlığının seyrinde hastalarda izlenebilir:

  • Halsizlik – yorgunluk
  • Hapşırma
  • Burun tıkanıklığı
  • Burun akıntısı ve/veya geniz akıntısı
  • Burun veya genizde yanma
  • Gözlerde sulanma
  • Koku veya tat almada azalma
  • Boğaz ağrısı
  • Öksürük
  • Baş ağrısı
  • Yüzde dolgunluk
  • Yaygın vücut ağrısı veya eklem-kas ağrısı
  • Boyunda şişlik, lenf bezlerinde büyüme
  • Ateş

Soğuk algınlığının seyrinde hastanın altta yatan ek hastalıkları veya hastalık seyrinde vücutta meydana gelen ek problemler nedeniyle hastalık alt solunum yollarında da iltihaplanmayla sonuçlanabilir. Bu duruma zatürre adı verilir. Aynı şekilde soğuk algınlığı ile aynı anda başka viral veya bakteriyel etkenlerin de enfeksiyon tablosuna eklenmesiyle ciddi sağlık problemleri meydana gelebilir.

Soğuk Algınlığı Tanısı Nasıl Konur?

Soğuk algınlığı teşhisine hastalarda klinik belirtilere bağlı olarak karar verilir; soğuk algınlığı teşhisi için uygulanması gereken tanısal bir test bulunmaz. Bununla birlikte üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan çok sayıda mikroorganizma bulunduğundan klinik şüphe ve gereklilik halinde enfeksiyona neden olan etkenin tespit edilebilmesine yönelik sürüntü testleri yapılabilir. Burun ve geniz ile ağız dokularından alınarak yapılan testlerde izole eden mikroorganizma çeşitli antijen testleri ile gösterilebilir. Soğuk algınlığı seyrinde meydana gelebilen komplikasyonlar ve ek hastalıkların varlığında ek testler hastanın klinik durumunun anlaşılmasına yardımcı olur. Bu bağlamda hekimin gerekli gördüğü hallerde kan testleri, akciğer grafisi veya bilgisayarlı tomografi gibi laboratuvar veya görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.

Soğuk Algınlığı Tedavisinde Neler Yapılır?

Soğuk algınlığı viral bir enfeksiyon sebebiyle meydana geldiği için kesin bir tedavisi bulunmaz. Hastalığın tedavisinde hastalık semptomlarının giderilerek kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir. Hastalık genellikle 7 ile 10 gün boyunca etkisini devam ettirebilir ve tedavi ile hastalık süresi belirgin düzeyinde azalmaz. Tedavi ile hastalığın daha rahat atlatılması sağlanır. Soğuk algınlığı ile en iyi mücadele yöntemi hastalık bulaşmasının önlenmesi için tedbirler alınmasıdır.

Hastalık etkeni olan virüse yönelik aşı geliştirilmesi mümkün olmamıştır. Bunun nedeni virüsün yıl içinde sık sık genetik değişime uğrayarak antijenik yapısını güncellemesidir. Bu nedenle soğuk algınlığı geçiren kişiler aynı yıl içinde veya daha sonra tekrar hastalık geçirebilir.

Soğuk algınlığının tedavisinde aşağıdaki yöntemlerden sıklıkla yararlanılır:

  • Hastalık süresince bol sıvı alınması belirtilerin azalmasında ve vücut direncinin korunmasında oldukça faydalıdır. Aynı gerekçeyle ortamın sık sık havalandırılması ve nemlendirilmesi üst solunum yollarındaki iltihaplanmanın etkilerini azaltır.
  • Üst solunum yollarının suyla veya mineral içerikli suyla sık sık yıkanması belirtilerin giderilmesinde etkilidir.
  • Ateş, halsizlik ve vücut ağrısı gibi semptomlara yönelik anti-inflamatuvar ve ateş düşürücü özelliğe sahip ilaçlar sıklıkla kullanılır. Gebelerde ve küçük çocuklarda parasetamol içerikli ateş düşürücülerin kullanılması uygundur. Diğer yaş gruplarında ve hastalarda ibuprofen gibi daha etkili ilaçlar reçete edilebilir. Anti-inflamatuvar ilaçların uzun süreli kullanımı mide ve böbrek fonksiyonları açısından risk oluşturduğundan kontrolsüz kullanılmamalıdır. Gerekli hallerde hekime danışılarak tedavinin düzenlenmesi sağlanabilir. Soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonların tedavisinde aspirin kullanılması Reye sendromu gelişme riskini artırdığından sakıncalıdır.
  • Burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve geniz akıntısı gibi semptomların giderilmesi için dekonjestan özelliğe sahip ilaçlardan yararlanılır. Dekonjestanlar burun içine uygulanan sprey formları ile uygulanabildiği gibi ağrı kesicilerle kombine olarak ağızdan tablet şeklinde de alınabilir.
  • Hastalık süresince istirahat edilmesi gerekir. İstirahat süresince vücut direncini azaltacak ağır işlerden kaçınılmalıdır. Dengeli ve sağlıklı beslenme, yeterli ve kaliteli uyku vücut direncine katkıda bulunarak iyileşme sürecini kolaylaştırır.
  • İstirahatle birlikte ılık banyo yapılması halsizlik ve yoğunluk belirtilerinin giderilmesinde yardımcı olabilir.
  • Boğazdaki iltihabın giderilmesine yönelik sıcak içeceklerin tüketimi semptomların rahatlatılması açısından faydalı olabilir.
  • C vitamini, çinko, E vitamini, A vitamini gibi mineral ve vitaminlerin alınması bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi üst solunum yollarındaki dokuların iyileşme süresini hızlandırarak hastalığın giderilmesine katkıda bulunur.
  • Ekinezya çayı tüketiminin soğuk algınlığı belirtilerinin giderilmesinde yararlı etkileri olduğu gösterilmiştir.

Soğuk Algınlığı Hakkında Sık Sorulan Sorular

Grip enfeksiyonu belirtileri daha ani başlar, daha uzun ve şiddetli klinik tabloya yol açar ve antiviral tedaviye yanıt verir.

Bol sıvı alınması, ortamın sık havalandırılması ve nemlendirilmesi, ilaç kullanımı, istirahat, vitamin takviyesi önerilmektedir.

Uzm. Dr.
Hayriye Belma Siber
İç Hastalıkları
MEDICANA ÇAMLICA
Profili Gör
Oluşturma: 03.08.2017 03:52
Son Güncelleme: 29.12.2022 05:21
Oluşturan: Hayriye Belma Siber
+A A-

İlgili Bölüm Hekimleri