Dijital Mamografi ve Tomosentez
Meme kanseri gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda görülen en sık kanser tipidir. Türkiye’de meme kanseri ortalama yaşı 51,6’dır. Kanser sıklığı gelişmiş ülkelerde 60’lı yaşlarda daha fazla iken ülkemizde 45-49 yaş grubunda %16,7’lik bir değerle maksimuma ulaşmaktadır. Meme kanseri tedavisinde erken tanı en önemli faktördür. Ülkemizde meme kanseri sıklığının daha genç yaşlarda görülüyor olması tarama programları ve erken tanının önemini arttırmaktadır.
Meme kanserinin erken tanısı için, verilecek eğitimlerle kadınların meme kanserinin farkında olması, kendi kendini meme muayenesi, hekim muayenesi ve tarama mamografisi gereklidir. Bu dört bileşen ancak birlikte olduğunda erken tanı başarılabilir.
Mammografi, meme kanser taramasında altın standart tanı yöntemidir. Mamografi ile tarama çalışma sonuçları değerlendirildiğinde, meme kanserinden ölüm oranlarını %25-30 oranında azalttığı söylenebilir.
Dijital mammografide, klasik mammografilerden farklı olarak görüntüler bir dedektör sayesinde dijital ortamda elde edilir.Dijital mammografinin en önemli avantajları verilen radyasyon dozunun azaltılması, çekim süresinin daha kısa olması ve sağladığı yüksek çözünürlük ile tanısal üstünlük sağlamasıdır. Dijital tomosentez mammografide ise kesitsel görüntüler alınarak meme dokusunun 3 boyutlu görüntülenmesi mümkündür ve mammografilerin en temel sorunu olan yoğun meme tiplerinde karşılaşılan tanısal güçlüğü ortadan kaldırır.
Mamografi taramasında hastaların en çok endişe ettiği konu işlem sırasında uygulanan radyasyonun meme kanseri açısından risk taşıyıp taşımadığıdır. Oysa mamografi sırasında alınan radyasyon dozu oldukça düşüktür. 40 yaş üzeri bayanlarda radyasyona bağlı kanser oluşma olasılığı yok denecek kadar azdır. Doğru ve erken tanı ile elde edilecek fayda riske göre oldukça fazladır.
Ayrıca son teknolojik gelişmelerle verilen radyasyon dozunda artış olmazken daha az sıkıştırma ile görüntü elde edildiğinden hasta konforu artar. Kontrastlı spektral mammografi yeni bir teknik olup kanser saptama duyarlılığını arttırır, tümör boyutlarının daha doğru değerlendirilmesini sağlar. Ayrıca MR incelemesinin gerçekleştirilemediği olgularda alternatif bir inceleme olarak kullanılabilir ve yapılan çalışmalara göre kanser saptama başarısında MR ile benzer sonuçlar verir.