Günlük hayatta karşılaşılan sayısız sağlık problemlerinin teşhis, tedavi ve takibinde çeşitli laboratuvar ve görüntüleme tetkiklerinden yararlanılır. Bu testlerin sonuçları, spesifik rahatsızlıklara işaret etmeleri bakımında önemli veriler sundukları gibi, takipte karşılaşılabilecek ek sorunların varlığını veya tedaviye yanıtı görme anlamında da değerli bilgiler verebilir. Bunların yanı sıra, klinikte başvurulan rutin tetkiklerin başında gelen tam kan sayımının da önemli değerlerinden biri eritrosit sayısıdır.
Eritrosit yani kırmızı küre veya kırmızı kan hücresi (red blood cell / RBC), kanımıza kırmızı rengini veren ve bünyesindeki proteinler (hemoglobin) sayesinde akciğerden alınan havadaki oksijenin vücudun geri kalanına taşıyacak şekilde özelleşmiştir. Eritrositler kemik dokusunda yer alan kırmızı kemik iliklerinde üretilir ve belirli bir ömre sahiptir. Ömrünü dolduran eritrositler dalakta yıkılarak vücuttan uzaklaştırılır yani vücutta eritrosit yapım ve yıkım sürecinden oluşan dinamik bir döngü bulunur.
Özellikle kemik iliğini etkileyen, eritrositlerin yapısındaki proteinleri ilgilendiren veya yıkım sürecini etkileyen çeşitli hastalıklarda eritrosit sayısında önemli değişimler yaşanır. Ayrıca bazı kronik hastalıklar, dolaylı yoldan eritrositlerin yapım-yıkım döngüsünü etkileyerek RBC sayımını değiştirebilir. Bu nedenlerden ötürü tam kan sayımında eritrosit sayısının hesaplanması önemli bilgiler verir.
Sağlıklı bir kişide yapılan tam kan sayımında eritrosit sayısı kanda 1 mm3 başına erkeklerde 4,3 – 5,9 milyon, kadınlarda 3,5 – 5,5 milyon olarak hesaplanır. Bu fark kemik ve kas kütlesi, hormon dengesi ve adet döngüsü gibi farklılıklardan ileri gelir. Bu bağlamda eritrosit sayısının erkeklerde 4,3 milyon/mm3, kadınlarda ise 3,5 milyon/mm3 seviyesinin altında olması durumunda eritrosit düşüklüğünden bahsedilir. Eritrosit yüksekliğinin ise kadınlardaki üst sınırı 5,5 milyon/mm3, erkeklerde ise 5,9 milyon/mm3 şeklindedir.
Eritrosit düşüklüğü veya yüksekliği tespit edilen kişilerde tam kan sayımındaki diğer parametreler ve ek testlere dair sonuçların beraber değerlendirilmesi gerekir. Eritrosit sayısı tek başına belirli bir hastalığın tespitinde yeterli bilgi vermez. Bu nedenle her türlü tıbbi test sonucunun bir hekim tarafından değerlendirilmesi önemlidir.
Eritrosit sayısında düşüklük, hücre üretiminde azalmaya veya çeşitli yollarla eritrosit kaybına işaret eder. Bu doğrultuda eritrosit sayısının normalden az olması durumunda altta yatan nedenin belirlenmesi için farklı ileri tetkiklerden yararlanılması gerekebilir. Eritrosit sayısında azlık, kişide kansızlık (anemi) oluşturarak oksijenin vücut dokularına taşınmasını olumsuz etkileyebilir. Buna bağlı kalp hastalıkları risklerinde artış, nefes darlığı, çarpıntı, şok durumu, dolaşım yetersizliği, halsizlik-yorgunluk görülebilir.
Tam kan sayımında eritrosit sayısında düşüklük aşağıdaki sağlık problemlerine işaret edebilir:
Eritrosit düşüklüğünde olduğu kadar normalden fazla olduğu koşullarda da çeşitli sağlık sorunları gündeme gelebilir. Eritrosit sayısının fazla olması damarlarda tıkanıklıklara neden olabileceği gibi, eritrosit ömrünün kısalması ile birlikte artmış yıkıma ve buna bağlı olarak toksik maddelerin kanda artışına artışa neden olarak sarılık gibi bazı klinik durumlara yol açabilir. Aşağıdaki koşullarda tam kan sayımında eritrosit sayısında fazlalık görülebilir: