Elektronik sigaralar; nikotin, tatlandırıcılar ve diğer maddeleri içeren bir kapsülü ısıtarak buhara dönüştüren elektronik cihazlardır. Buharlaşan ve solunan sıvıdaki kimyasallar özellikle gençler için zararlı olabilir. Cihazlar, genellikle nikotin içermediğine dair etiketlere sahip olsa da bazıları normal bir sigara kadar nikotin içerebilir. Özellikle genç yaştaki kişiler için tehlikeli olan elektronik sigara, zehirlenmelere ve kronik sağlık sorunlarına neden olabilir.
Elektronik sigara, bir sıvıyı solunan buhara (aerosol) dönüşene kadar ısıtan bir cihazdır. Cihazlar; çeşitli yapay tatlandırıcıları, nikotin, esrar, bitkisel gliserin ve propilen glikol veya diğer potansiyel olarak zararlı maddeleri ısıtmak için kullanılabilir. 2003 yılında piyasaya çıkmış ve 2007 yılında uluslararası patent almıştır.
Cihazla solunan hava, aşağıdakileri içerebilir:
Bu cihazlar; geleneksel sigara, puro veya pipo gibi görünecek şekilde üretilebilir. Bazıları kalemlere veya USB belleklere benzer. Bu ürünler yeniden kullanılabilir parçalara sahip olabilir veya tek kullanımlık olabilir.
Elektronik sigaralar, genel olarak aşağıdaki parçalara sahiptir:
Cihaz çalıştırıldığında ısıtma elemanı solüsyonu buharlaştırır ve kişiler bu solüsyonu içine çeker. Sıvının nikotin içeriği çok yüksek olabileceği gibi sıvı nikotin içermeyebilir. Elektronik sigaranın tadı ise mentollü, karpuzlu gibi geniş bir yelpazede değişebilir. Bazı elektronik sigaraların tadı geleneksel sigaralar gibidir ve belirli marka sigaraların tatları taklit edilebilir.
Bilim insanları, elektronik sigara kullanmanın kısa ve uzun vadeli sağlık etkilerini araştırmaya devam etmektedir. Uzun vadeli sağlık etkileri belirsiz olsa da kısa vadede mide bulantısı, kusma, ağız ve solunum yolu tahrişi, göğüs ağrısı ve kalp çarpıntısı ile ilişkili olduğuna dair bulgular mevcuttur.
Bu cihazların kullanımı aşağıdakilerle ilişkilendirilmiştir:
Bu faktörlerin yanı sıra nikotinle ilişkili sağlık riskleri, kişinin yaşının yanı sıra ürüne / cihaza ve cihazın nasıl kullanıldığına bağlıdır.
Birçok elektronik sigara kullanıcısının aynı anda geleneksel tütün ürünlerini kullanmaya devam ettiği de görülmektedir. Çift kullanıcılar, yalnızca geleneksel tütün ürünlerini kullanan kişilere kıyasla kendilerini daha yüksek seviyelerde toksik maddelere maruz bırakıyor olabilir.
Bir elektronik sigara, normal bir sigaradan daha fazla veya daha az nikotin içerebilir. Nikotin, istek ve yoksunluk belirtilerinden sorumlu olan ve bırakmayı zorlaştırabilen bir maddedir. Nikotin ile elektronik sigara kullanmak, daha önce nikotin kullanmamış ve halihazırda sigara içmeyen kullanıcılar arasında fiziksel bağımlılığa neden olabilir.
Nikotin, solunduğunda akciğerler tarafından emilir ve daha sonra kan dolaşımında hızla hareket ederek beyne ve vücudun diğer organlarına girer. Sigara içmeye benzer şekilde, elektronik sigarada bulunan nikotin, kullanımdan sonraki dakikalar ve saatlerde kan basıncında ve kalp atış hızında kısa süreli artışlara neden olabilir.
Nikotin bağımlılık yapan bir maddedir ancak bağımlılık düzeyi kullanım şekline bağlı olarak önemli ölçüde değişebilir. Tütünün yanmasıyla ortaya çıkan nikotin, en çok bağımlılık yapan türdür. Yanıcı sigaralara benzer seviyelerde nikotin sağlayabilen elektronik sigaraların popülaritesindeki artış, potansiyel bağımlılık riski taşır.
Nikotin yoksunluğu ise elektronik sigara kullanmayı bırakan kişilerde, vücudun ve beynin nikotinsiz kalmaya alışması gerektiğinde gerçekleşir. Yoksunluk belirtileri hızla ortaya çıkabilir, rahatsız edici olabilir ve nikotin isteğini tetikleyebilir. Yaygın nikotin yoksunluk belirtileri aşağıdaki gibidir:
Ergenlik döneminde nikotine maruz kalmak, yaklaşık 25 yaşına kadar devam eden beyin gelişimine zarar verebilir. Öğrenmeyi, hafızayı ve dikkati etkileyebilir. Sigara içmeyen gençlerin, bu cihazların kullanımından sonra gelecekte sigara içmeye başlaması arasında da güçlü bir ilişki bulunmuştur.
Nikotinin gelişmekte olan beyinler üzerindeki etkisinin sadece nikotin bağımlılığını değil aynı zamanda diğer uyuşturuculara olan bağımlılığa karşı daha fazla savunmasızlığı da tetikleyebileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Amerika Birleşik Devletleri’nde üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma, elektronik sigara kullanımının alkol ve yasa dışı madde kullanımı olasılığı ile anlamlı bir şekilde ilişkili olduğunu bulmuştur.
Gençlerde, bir bağımlılık oluşturmak için gereken nikotin miktarının günde yaklaşık 5 mg veya bir elektronik sigara kapsülünün dörtte biri olduğu tahmin edilmektedir.
Elektronik sigaraların normal sigara dumanında bulunan toksinlerden daha azını ürettiği genel olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, bu cihazların kullanımının güvenilir olup olmadığı konusunda çalışmalar devam etmektedir. Cihazlar ve akciğer hastalıkları arasında bir bağlantı olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Elektronik sigaraların çoğu tütün içermez bununla birlikte zehirli kimyasallar ve tatlandırıcılar insan sağlığı için zararlı olabilir.
Elektronik sigara sıvılarında ve cihazların ürettiği aerosolde, kansere neden olan maddeler dahil olmak üzere aşağıdaki maddeler bulunmuştur:
Elektronik sigara kullanımı sırasında yanma gerçekleşmese de bir sıvı ısıtılır. Yüksek sıcaklıklarda, propilen glikol ve gliserol parçalanarak aldehitler olarak da bilinen ve karbonil bileşikleri adı verilen, potansiyel olarak zararlı kimyasallar oluşturur. Bazı zararlı maddeler, metal ısıtma parçası eskidikçe aerosole girebilir. Bu kimyasalların ve metallerin bazılarının kansere neden olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte aerosolde bulunan zararlı kimyasal madde seviyeleri sigara dumanında bulunanlardan önemli ölçüde daha düşüktür.
Elektronik sigaraların ve sıvıların güvenliğini değerlendirmenin zor olmasının bazı nedenleri vardır:
Elektronik sigaraların arkasındaki teknoloji tutarlı olsa da ürünler kendi içinde değişikliklere sahip olabilir. Bu anlamda tek tip bir elektronik sigara yoktur. Ürünler farklı bileşenler ve farklı donanımlar içerebilir.
Ek olarak kadmiyum, kurşun, nikel, kalay ve bakır gibi ağır metaller dahil olmak üzere oldukça değişken miktarlarda nikotin ve potansiyel olarak toksik kimyasallara sahip olabilir. Bu, ürünler hakkında genel halk sağlığı tavsiyelerinin yayınlanmasını zorlaştırmakta ve ürünlerin son kullanıcıya sunulmadan önce incelenmesine yönelik devam eden ihtiyacı göstermektedir.