Pankreas kistlerinin neden oluştuğu tam olarak bilinmese de görüntüleme cihazlarının gelişmesiyle birlikte kistlerde bir artış görüldüğü söylenebilir. Pankreas kistlerinin pek çok farklı çeşidi bulunmaktadır. Kistlerin ne zaman ortaya çıktığı, özellikleri gibi faktörlerin yanı sıra, bazı kistlerin kötü huylu tümöre dönüşme riskini de unutmamak gerekir. Bu yüzden, bu kistlerin pankreas kanserine yol açmaması ve çevre organlara yayılmaması açısından zamanında müdahale edilerek ameliyatla alınması büyük önem taşımaktadır. Pankreas kisti hakkında detaylı bilgiyle birlikte hangi görüntüleme cihazının hangi durumlarda kullanılabileceğini bu makalede inceleyebilirsiniz.
Pankreas Kisti Nedir?
İçi sıvı dolu kesecikler olarak tanımlanabilecek kistler, vücudun pek çok farklı yerinde görülebilir. Pankreas kistleri, yaygın görülen bir kist çeşididir. Gelişmiş görüntüleme tekniklerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, son yıllarda sıkça rastlanan pankreas kistleri her 100 bin kişiden beşinde görülmektedir. Çoğu pankreas kistinin iyi huylu ve kansere dönüşmeyecek nitelikte olduğu söylenebilir. Bazı kistler düzenli kontrollerle kontrol altına alınabileceği gibi, bazı kistlerin kansere dönüşme riski bulunduğundan bu durumda cerrahi yöntemlere başvurulması gerekir. Bu nedenle, kistlerin görüntüleme teknikleri aracılığıyla en doğru şekilde tanımlanması, takibi ve hasta yönetimi oldukça önemlidir.
Pankreas Kistlerinin Çeşitleri
Pankreas kistleri dört ana grupta toplanmaktadır. Kistlerin vücut içerisinde nasıl bir etkiye yol açacağı farklı olduğu gibi tedavi yöntemi de kistin türüne göre belirlenir.
Seröz Kistik Tümörler
Pankreas kistlerinin %30’unu oluşturan seröz kistik tümörler, genellikle 2 cm’den küçük çok sayıda kistlerden oluşan yapılardır ve çoğu zaman pankreasın baş kısmında görülür. Bu kist çeşidinin daha çok kadınlarda ve 60 yaş üstü bireylerde görüldüğü söylenebilir. Bu kistlerin ameliyatla alındığı durumlar oldukça enderdir. Bunun sebebi de seröz kistik tümörlerin kansere dönüşme ihtimalinin oldukça düşük olmasıdır.
Müsinöz Kistik Tümörler
Müsinöz kistik tümörleri de çoğunlukla kadınlarda (%95) ve 50 yaş üstü bireylerde görülür. Anne lezyonu olarak da adlandırılan bu kistlerin erkeklerde çok nadir görüldüğünü söylemek mümkündür. Pankreas tümörlerinin neredeyse yarısını oluşturan bu kistlerin tamamına yakını pankreasın gövde ve kuyruk bölgesine yerleşmektedir. Boyutu 5-25 cm arasında değişen bu kistlerin kansere dönüşme riski yüksek olduğu için genellikle cerrahi müdahale gerektiren bir kist çeşididir.
İntraduktal Papiller Müsinöz Tümörler
İPMN olarak kısaltılan bu pankreas tümörü çok yakın zamanda tanımlanan ve giderek artış gösteren bir türdür. Neoplastik müsinöz hücrelerden oluşan İPMN, pankreas kanalı içerisine sümüksü bir sıvı salgılar. Sıvının salgılanmasıyla pankreas kanalları genişler ve pankreasın yan taraflarında da kist oluşumu görülebilir. Bu nedenle, bu tümörler kendi içerisinde ana kanal ve yan dal olarak ikiye ayrılmaktadır. Yan dal kistinde doktor kontrolleri ya da cerrahi müdahale kistin çapına ve hastanın şikâyetlerine göre değişiklik gösterebilir. Ana kanal kistinin, kansere dönüşme ihtimali yan dal kistine göre daha fazladır ve bu kistlerin çoğu durumda ameliyatla alınması gerekir.
Solid Pseudopapiller Kistik Tümörler
Kadınlarda sıklıkla görülen bir diğer diğer tümör çeşidi ise solid pseudopapillerdir. Ancak, diğer tümörlerden farklı olarak bu kist çeşidinin daha çok gençlerde görüldüğü söylenebilir. Yukarıda saydığımız diğer iki kist çeşidine göre daha az rastlanan bu tümörler en sık pankreas kuyruğunda görülür. Radyolojik görüntüsü diğer kistlerden farklı olan bu tümör, iyi huylu olabileceği gibi kötü huylu da olabilir. Bu nedenle, görüntüleme teknikleri kullanılarak yapılacak tetkikler sonucunda bu tümörlerin ameliyatla alınması gerekebilir. Nadir olsa da bu kistlerin diğer organlara metastaz yapma ihtimalinin olduğunu da unutmamakta fayda vardır.
Pankreas Kistlerinin Belirtileri
Birçok pankreas kisti belirti göstermez. Hastada hiçbir şikâyete sebep olmadan oluşan kistler genellikle rutin sağlık kontrollerinde ortaya çıkar. Belirli bir boyuta ulaşan kistler ise şiddetli karın ağrısıyla kendini gösterebilir. Kistin mideye baskı uygulaması sonucunda ağrının yanı sıra kilo kaybı ve erken doyma hissi gibi belirtiler de görülebilir. Kistin onikiparmak bağırsağına baskı yapması ise tıkanıklık hissi ve hatta kusmaya sebebiyet verebilir. Pankreas kanal içerisinde büyüyen kistler ise pankreas iltihaplanmasına sebep olabilir. Safra kanalında görülen kistlerin de sarılığa yol açabileceği unutulmamalıdır.
Pankreas Kistlerinin Tanısı
Genel kontroller sırasında ya da hastanın bir şikâyeti üzerine US (Ultrasonografi) görüntüleme yöntemiyle pankreas kistinin varlığı tespit edilebilir. Ancak, bağırsak gazı, pankreasın gövde ve kuyruk kesiminin görüntülenmesini engellediği için bu yöntem, çok tercih edilen bir yöntem değildir.
En çok tercih edilen görüntüleme yöntemlerinden biri olan multidedektör BT (bilgisayarlı tomografi) aracılığıyla kistin tespiti yapılabilir ve karakterinin nasıl olduğu anlaşılabilir. BT yönteminin yanı sıra, MRG/MRKP (manyetik rezonans görüntüleme) yöntemleri de pankreas kistlerinin tanısında kullanılan yöntemlerinden biridir. Bu görüntülüme yöntemlerinin BT ve US yöntemlerine göre avantajlarından biri, 1 cm’den daha küçük pankreas kistlerinin bile MRG kullanılarak tespit edilebilmesidir.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan tanı yöntemlerinden biri de EUS (endoskopik ultrasonografi) adı verilen yöntemdir. Bu yöntem, diğer yöntemlere göre pankreasın daha yakından görüntülenmesini sağlar. Ayrıca, bu görüntüleme yönteminin sıkça tercih edilmesinin bir diğer nedeni de kistin iyi huylu ya da kötü huylu olup olmadığının tespit edilebilmesidir. Endoskop kullanılarak yapılan bu yöntemde, ince uçlu iğnelerle kistin içerisinden örnek almak mümkündür. Alınan örneğin patolojiye gönderilmesi de kistin iyi veya köyü huylu olduğunu ortaya koyar.
Pankreas Kistlerinin Takibi ve Tedavisi
Pankreas kisti tanısı, yapılan rutin sağlık kontrolünde konulmuşsa, öncelikle hastanın yaşı, cinsiyeti, risk faktörleri, varsa pankreas öyküsü ve kiste eşlik eden hastalıklara bakılmalıdır. Farklı görüntüleme cihazları ile kistin yeri, türü ve iyi/kötü huylu olduğu da tespit edilebilir. Daha sonrasında ise takip ve tedavi yöntemi belirlenmelidir.
Eğer kötü huylu (malign) veya solid pseudopapiller kist varsa, duvar kalınlığına bakılmalı ve kist çevresinde lenf bezi gözlemlenmişse cerrahi müdahaleye başvurulmalıdır. Müsinöz kistler gibi kansere dönüşme riski yüksek kistlerin de ameliyatla alınması gerekir. Ayrıca, yalancı pankreas kistleri safra kanalında ya da mide çıkışı bölgesinde bir tıkanıklığa yol açıyorsa, bu durumda da ameliyata başvurulabilir.
Seröz kistlerde, kist çapının 2 cm altında olması durumunda EUS yöntemi ile kist taraması yapılabilir. Bu durumda, kistin 6 ayda bir kontrol edilmesi gerekir.
Pankreas Kistleri Hakkında Sık Sorulan Sorular
Pankreas kistlerinin mideye baskı uygulaması sonucunda ağrının yanı sıra kilo kaybı ve erken doyma hissi gibi belirtiler de görülebilir
En çok tercih edilen görüntüleme yöntemlerinden biri olan multidedektör BT (bilgisayarlı tomografi) aracılığıyla kistin tespiti yapılabilir ve karakterinin nasıl olduğu anlaşılabilir. BT yönteminin yanı sıra, MRG/MRKP (manyetik rezonans görüntüleme) yöntemleri de pankreas kistlerinin tanısında kullanılan yöntemlerinden biridir.