Sağlık Rehberi

Link panoya kopyalandı!
Normal
entry image

Miyom ve Miyom Ameliyatı

Kadın sağlığının korunması açısından kadın hastalıklarının doğru teşhis ve tedavi edilmesi kritik önem taşır. Günümüzde kadın hastalıkları hususunda kadınların farkındalığının artırılması ve erken teşhise yönelik düzenli olarak kontrole gidilmesi; kadın sağlığının korunması adına büyük faydalar sağlamıştır. Toplumda sık görülen kadın hastalıklarından biri de miyom oluşumudur.

Miyom Nedir?

Leiomiyom veya fibroid olarak da adlandırılan miyom; rahim duvarında yer alan rahim kaslarının belirli bölgelerde anormal gelişim göstererek iyi huylu tümör yapıları oluşturması şeklinde tanımlanabilir. Oluşan bu dokular kanser özelliği göstermese de çeşitli koşullarda ciddi ağrı ve rahimle alakalı işlevsel bozukluklara neden olabilir. Ayrıca, çok büyük boyutlara ulaşabilen miyom dokuları yerleşim yerine bağlı olarak adet döngüsü veya gebeliği olumsuz etkileyebilir.

Yapılan araştırmalar, 50 yaşına gelmiş kadınların yüzde 80’inde miyom gelişiminin görüldüğünü ortaya koymuştur. Bununla birlikte, miyom gelişen her kadında klinik bir şikayet görülmeyebilir. Bu bakımdan, miyomların tedavi edilmesinde en önemli etkenlerin başında klinik bulguların varlığı gelir.

Miyom Neden Oluşur?

Rahim dokusu temelde üç kısımda incelenir. En iç kısımda; rahim iç dokusunu oluşturan, adet döngüsünün gerçekleştiği ve gebelik esnasında bebeğin tutunarak gelişim gösterdiği endometrium tabakası yer alır. Bu tabakanın altında gebelik ve adet döngüsü sırasında rahim kasılmalarının görüldüğü miyometrium tabakası bulunur. En dış kısımda ise rahmin korunması ve diğer dokularla ilişkisini sağlayan perimetrium vardır.

Mevcut klinik yaklaşımda, miyomların neden geliştiği tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, çeşitli faktörlerin miyom gelişiminde rol oynadığı söylenebilir. Bu kapsamda, aşağıdaki etmenler miyom gelişimini etkiler:

  • Genetik: Özellikle birinci derece akrabalarında miyom şikayeti olan kadınlarda, miyom oluşma riski yüksektir.
  • Hormonlar: Östrojen ve progesteron hormonlarının düzensiz olduğu kişilerde, miyometrium tabakası anormal gelişim göstererek miyom oluşumuna sebebiyet verebilir.
  • Gebelik: Hamilelikle beraber hormon düzeyleri ve rahim dokusunda büyük bir değişim yaşandığından, sık gebelik sonucunda miyometrium tabakasında miyom gelişimi görülebilir. Yine gebelik esnasında hormonların etkisiyle mevcut miyomlar büyüme gösterebilir ve çeşitli şikayetlere yol açabilir.

Aynı zamanda, bazı kadınlarda miyom gelişim riski, toplumun geri kalanına göre daha yüksektir. Buna göre, aşağıda belirtilen özelliklere sahip kadınlarda daha sık miyom gelişimi izlenir:

  • Sık gebelik geçiren
  • Ailesinde miyom öyküsü olan
  • 30 yaş ve üzerindeki kadınlar
  • Vücut ağırlığı yüksek olanlar

Miyom Türleri Nelerdir?

Miyom dokuları rahim boyunca miyometrium tabakasının herhangi bir bölgesinde gelişim gösterebilir. Miyomun görüldüğü bölgeye bağlı olarak klinik tablo değişkenlik gösterir. Miyomlar geliştiği bölge ve içeriğine göre alt sınıflara ayrılır. Buna göre, farklı miyom türleri şu şekilde özetlenebilir:

  • İntramural miyom: En sık görülen miyom çeşidi olan intramural tip miyom; rahmin kas dokusu içerisinde yer alan miyomları tanımlar. Bu miyoplar, oldukça büyük boyutlara ulaşarak rahim duvarında gerilmeye neden olabilir.
  • Subseröz miyom: Perimetrium ile miyometrium arasındaki tabakada gelişen ve rahim dışına doğru büyüyen miyomlardır. Ciddi oranda büyüme göstererek rahim dışı dokularda basıya yol açabilir.
  • Saplı miyom: Subseröz miyomların pedinkül adı verilen bir sapla rahme bağlandığı durumlarda, saplı miyomdan söz edilebilir. Bazı durumlarda pedinkül kısmı yok olur ve miyom rahimden bağımsız bir yapı olarak karın içinde gelişim gösterebilir.
  • Submuköz miyom: Miyomun endometrium ile miyometrium arasındaki tabakada gelişmesi durumudur. Özellikle rahim içine doğru gelişim gösterdiğinden, adet döngüsü ve gebelik durumlarında ciddi sonuçlara yol açabilir.

Miyom Belirtileri Nelerdir?

Miyom belirtileri; miyomun geliştiği bölge ve boyutuyla birlikte, hastanın genel sağlık durumuna göre değişkenlik gösterir. Miyomlar hormonlara duyarlı yapıda olduğundan, hastanın hormon dengesi, gebelik durumu, menopoz varlığı ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak da hastalarda görülen belirtiler farklılaşabilir. Özellikle gebelikte miyom boyutları artış gösterirken, menopoz sonrasında miyomlar büyük oranda geriler ve küçülür.

Miyomların neden olduğu belirtiler şu şekilde özetlenebilir:

  • Adet düzensizliği, adet süresinin uzaması
  • Adet miktarında artış veya pıhtılı adet kanaması
  • Pelvis ve bel ağrısı
  • Karında basınç veya doluluk hissi, karında şişlik
  • Ağrılı adet kanaması
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni)
  • İdrar yaparken ağrı

Miyom Tanısı Nasıl Konur?

Miyom tanısı genellikle uzman bir doktor tarafından ayrıntılı hastalık öyküsü ve detaylı fizik muayene sonrası yapılan değerlendirme sonucu konur. Doktor; muayene sonrası ultrason incelemesi yapıp, rahim yapısını inceleyerek miyomun boyutu ve nerede gelişim gösterdiğini belirler.

Karın üstünden yapılan incelemeler çeşitli vakalarda miyom değerlendirmesini olanaksız kıldığından, bazı durumlarda transvajinal yöntemle ultrason görüntülemesi tercih edilebilir. Vajina içine yerleştirilen ultrason probu aracılığıyla daha detaylı inceleme imkanı sağlanır. Ultrasonun yetersiz kaldığı durumlarda ise manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemine de başvurulabilir.

Yapılan tüm bu incelemelerden elde edilen verilere göre miyom tanısı konur ve hastadaki klinik bulgular ve kişisel özelliklere bağlı olarak uygun bir tedavi planı oluşturulur.

Miyom Tedavisi Nasıl Yapılır?

Her miyom vakasında tedavi uygulanması gerekemez. Hastanın yaşı ve genel sağlık durumu ile miyom boyutu ve lokalizasyonuna bağlı olarak, uzman doktor tarafından yapılan değerlendirme sonucu miyom tedavisinin gerekip gerekmediği belirlenir.

Tedavi gerektiren vakalarda en sık başvurulan yöntem ilaç tedavisidir. Bu kapsamda, miyom boyutunun küçültülmesi ve adet döngüsünün düzenlenmesi amacıyla doğum kontrol hapları ve hormon içerikli rahim içi araçlar tercih edilir. Yine hormon etkilerinin geri kazandırılmasına yönelik olarak GnRH agonist ve antagonist ilaçlar ile miyomların küçültülmesi sağlanabilir. Miyom oluşumuna bağlı görülen ağrı şikayetlerinin giderilmesi için ise hastalara non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAİİ) verilebilir.

Daha büyük boyutlu olan miyomlarda, mümkün olan en az girişimsel yöntemle tedavinin amaçlandığı vakalarda endometriyal ablasyon, myoliz prosedürü veya ultrason cerrahisi gibi yöntemler uygulanabilir. Ayrıca, submuköz özellik gösteren miyomlarda histeroskopik yöntem adı verilen yöntem aracılığıyla vajinadan rahim içine ulaşılarak miyomun çıkarılması sağlanabilir.

Son olarak, miyomların kanlanmasından sorumlu damarların tıkanarak kapatılması esasına dayanan uterin arter embolizasyon yöntemi de tedavi sürecinde başvurulan diğer bir yöntemdir. Tüm bu yöntemlerin yanı sıra, ilaç tedavisi ve girişimsel yöntemlerle giderilemeyen büyük boyutlu miyomlarda cerrahi tedaviye başvurulur.

Miyom Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Büyük boyutlu miyomlarda standart tedavi prosedürü; miyomektomi adı verilen cerrahi yöntemdir. Bu yöntem esas olarak, miyom tedavisi sonrası gebe kalmayı hedefleyen kadınlarda tercih edilir. Miyomun çıkarılması sonrası hastanın gebe kalması için gereken elverişli koşullar yaratılmış olur. Miyomektomide temel amaç; rahim dokusuna en az düzeyde zarar verecek şekilde, anormal kas dokusunun vücuttan çıkarılmasıdır. Miyomektomi prosedürü küçük bir kesi üzerinden kapalı (laparoskopik) yöntemle yapılabildiği gibi, açık cerrahi ile de gerçekleştirilebilir. Miyomektomi sonrası hasta, birkaç gün hastanede gözetim altında kalır ve hastanın tamamen iyileşmesi 1 ila 3 hafta sürebilir.

Tedavi sonrası gebelik düşünmeyen vakalarda ise rahmin tamamen çıkarılmasına dayanan cerrahi yöntem de düşünülebilir. Histerektomi adı verilen bu prosedüre, uygun vakalarda fallop tüpleri ve yumurtalıkların çıkarılması da eklenebilir.

Histerektomi vajinal yolla, laparoskopik olarak veya açık cerrahi ile gerçekleştirilebilir. Histerektomi; miyomektomi yöntemine göre daha büyük çaplı bir operasyon olduğundan, hastanın birkaç gün hastanede kalması gerekebilir. Ardından, 2 ila 6 hafta içerisinde hastanın tamamen iyileşmesi beklenir.

İlgili Tıbbi Birimler

author

Op. Dr. Bahar Besen

Kadın Hastalıkları ve Doğum

MEDICANA ÇAMLICA

Doktor Profili
Oluşturma 31.05.2024 09:42:10
Son Güncelleme 31.05.2024 09:42:21
Oluşturanlar Bahar Besen

Benzer İçerikler

Sağlıklı Bilgiler

İkinci Görüş Alın

hastane

En Fazla Görüntülenenler