Günlük hayatta en çok karşılaşılan sağlık sorunlarının başında soğuk algınlığı ve grip benzeri şikayetler gelir. Halk arasında üşütme olarak ifade edilen bu durum, hayat kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkileyebilir. Üşütme, hayati tehlike yaratmaz ancak önemli düzeyde iş ve performans kaybına neden olabilir. Yerinde ve etkili tedavi uygulamalarının yapılması ile üşütme belirtilerinin giderilmesi ve hayat kalitesinin artırılması mümkündür.
Üşütme Nedir?
Üşütme olarak ifade edilen soğuk algınlığı, vücudun üst solunum yolunda yani burun boşluğu, geniz, ağız boşluğu ve gırtlak bölgesinde iltihaplanmayla sonuçlanan bir virüs enfeksiyonunu ifade eder. Soğuk algınlığı belirtilerine neden olan çok sayıda virüs enfeksiyonu belirlenmişse de toplumda yaygın olarak görülen soğuk algınlığında genellikle rhinovirus, COVID-19 hastalığına neden olmayan farklı tür koronavirüsler, adenovirüsler ve diğer döküntülü hastalık virüsleri yol açar. Bunlara ek olarak, grip etkeni olan influenza virüsleri ile daha ciddi hastalıklara yol açan bakteri ve virüs etkenleri de erken dönemde soğuk algınlığına benzer belirtiler meydana getirebilir.
Benzer semptomlara yol açması nedeniyle, halk arasında soğuk algınlığından ayırt edilemeyerek üşütme olarak ifade edilebilen kronik hastalıklar da söz konusu olmaktadır. Şeker hastalığı, eklem romatizması, astım veya bazı otoimmün hastalıkların seyrinde de üşütme belirtilerine benzer şikayetler gelişebildiğinden, kişiler şikayetlerini “üşütmüşüm” şeklinde ifade edebilir. Bu bağlamda üşütme, tıbbi olarak bir hastalığa değil genel olarak bir semptoma işaret eder.
Üşütmenin Belirtileri Nelerdir?
Üşütme olarak ifade edilen belirtilerin hepsi aynı anda gözlemlenmeyebilir ve şikayetlerin şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Bazı hastalıklar, üşütme belirtileri ile başlasa da ilerleyen dönemlerde belirtiler ciddi sağlık problemlerine işaret edecek düzeyde şiddetlenebilir, yaygınlaşabilir ve farklı semptomların eşlik ettiği bir hal alabilir. Hastaların hangi belirtilerin alarm semptomları olduğunu bilmeleri bu bakımdan önemlidir, bu gibi durumlarda hastalarda aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Halsizlik-yorgunluk
- Burun akıntısı
- Burun tıkanıklığı
- Boğaz ağrısı
- Geniz akıntısı
- Baş ağrısı
- Eklem ve kas ağrıları
- Öksürük
- Çok yüksek değerleri bulmayan (38,5 ve üstü) ateş
- Hapşırma
Bu belirtilere ek olarak nefes darlığı, göğüs ağrısı, yüksek ateş, ciddi halsizlik, şiddetli ağrı şikayetlerinin varlığında veya yukarıdaki belirtilerin zamanla şiddetlendiği hallerde altta yatan daha ciddi hastalıklardan şüphelenilmeli ve bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Üşütme Neden Olur?
Üşütme durumu vücudun genelinde ve üst solunum yolunda, yabancı unsurlara yönelik çalışan savunma mekanizmasının bir gereği olarak iltihabi reaksiyon başlatmasının bir sonucudur. İltihabi reaksiyonla birlikte üst solunum yolunu oluşturan dokularda ödem gelişimi, salgılarda artma, dokularda kızarıklık ve ısı artışı meydana gelir. Sonuçta solunum salgılarının artışı ile burun ve geniz akıntısı ortaya çıkarken dokulardaki ödem nedeniyle burun tıkanıklığı, sinüs boşluklarında sıvı artışı ve baş ağrısı ortaya çıkar.
İltihabi reaksiyonunun bir diğer özelliği iltihaplanmayla ilgili maddelerin kana salgılanmasına sebep olmasıdır. Bunun sonucunda vücut, yabancı unsurlarla mücadele edebilmek için sıcaklığını yükseltir ve ateş meydana gelir. Kana salgılanan maddeler vücudun genelinde halsizlik ve yorgunluk, eklem ağrısı, kas ağrısı gibi belirtilerin ortaya çıkmasından sorumludur. Romatizmal hastalıklar, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlıkların seyrinde de ateş, halsizlik-yorgunluk, eklem ağrısı gibi şikayetler gelişebildiğinden hastalar klinik durumlarını üşütme olarak ifade edebilmektedir.
Üşütme durumunda en sık görülen durum soğuk algınlığıdır ve bu durumda meydana gelen semptomlar, vücudun bağışıklık sistemi tarafından kontrol altına alınır. Bununla birlikte, iyileşmenin tam gerçekleşmediği ve tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda soğuk algınlığına eşlik eden başka enfeksiyonlar ve hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu durumlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Orta Kulak İltihabı: Vücut salgılarında artışla birlikte vücut boşluklarındaki sıvı miktarı da artış gösterir. Biriken salgı sıvılarında ise ikincil enfeksiyonların gelişmesi kolaylaşır. Orta kulak boşluğunda enfeksiyon gelişmesini takiben şiddetli kulak ağrısı, kulakta dolgunluk, ateş, işitmede azalma gibi belirtiler eşliğinde orta kulak iltihabı meydana gelebilir.
- Sinüzit: Orta kulak iltihabına benzer şekilde sinüs boşluklarına sıvı dolmasını takiben gelişen ikincil enfeksiyonların sonucunda sinüzit ortaya çıkabilir. Sinüzit durumunda şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, ateş, geniz akıntısı görülebilir.
- Alt Solunum Yolu Enfeksiyonu: Üst solunum yolundaki iltihabi hadise, alt solunum yoluna ilerlediğinde ikincil enfeksiyonların etkisiyle zatürre olarak da bilinen akciğer enfeksiyonları ortaya çıkabilir. Öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, yüksek ateş gibi belirtiler zatürre ihtimaline işaret eder.
- Astım: Alt solunum yollarında iltihabi reaksiyon gelişmesi sebebiyle akciğerin hava yolları olan bronşlarda doku ödemine bağlı olarak daralmalar yaşanabilir. Bu durumda hastalar öksürük, nefes darlığı ile birlikte astım atakları geliştirmeye yatkın hale gelirler.
Üşütme belirtileri sıklıkla kendini sınırlayıcı tarzda olsa da belirli özelliklere sahip gruplarda daha şiddetli bir hal alabilir ve ciddi bir hastalık tablosuna neden olabilir. Bu bakımdan, aşağıdaki grupların üşütme belirtileri göstermesi halinde erken dönemde tedaviye başlanması ve ciddi hastalık tablosu açısından dikkatli olunması önemlidir:
- Bebeklerin ve küçük çocukların solunum yolları daha kısa ve dar olduğundan, üşütme sonrası zatürre gibi ciddi enfeksiyonların gelişmesine yatkındır.
- Bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle zayıf olan kişilerde üşütme belirtileri ciddi hastalık tablolarına dönüşebilir. Steroid tedavisi alan, diyabeti olan veya bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan kişilerin dikkatli olması gerekir.
- Mevsimsel olarak grip ve zatürre gibi enfeksiyonlara yol açan mikroorganizmalar sonbahar ve kış aylarında salgına yol açabilir. Bu dönemde gelişen üşütme semptomlarında daha temkinli yaklaşılması ve uygun tedavinin uygulanması önemlidir.
- Sigara kullanımı solunum yollarını tahrip ettiği için üşütme belirtilerinin ilerlemesine ve şiddetlenmesine neden olabilir.
Üşütmenin Tedavisinde Neler Yapılır?
Üşütme olarak ifade edilen soğuk algınlığında kesin bir tedavi bulunmaz, yalnızca üşütmenin belirtilerine yönelik semptomatik tedavi uygulanır. Burun tıkanıklığı ve geniz akıntısı gibi şikayetlere yönelik dekonjestanlar, ateş ve ağrı şikayetlerine yönelik antiinflamatuarlar, analjezikler ve ateş düşürücüler ile iltihaplanmanın kontrol alınmasına yönelik antiseptik özellikli ağız gargaraları reçete edilebilir.
Soğuk algınlığının temelinde viral enfeksiyonlar daha ağırlıklı görüldüğünden antibiyotik tedavisi pek fazla tercih edilmez. Bununla birlikte, soğuk algınlığına ikincil bir bakteriyel enfeksiyonun geliştiğine dair klinik kanıtların varlığında uygun antibiyotik tedavisi eklenebilir. Üşütme belirtilerinin giderilmesinde ilaç tedavisine ek olarak, bazı yaşam tarzı değişikliklerinin yapılması da oldukça etkilidir. Hastalara gün içerisinde bol miktarda sıvı almaları, istirahat etmeleri, soğuktan korunmaları, sıcak çorba ve çay gibi sıvı gıdaların tüketimine ağırlık vermeleri ve bol miktarda C vitamini alacak şekilde beslenmeleri verilen tavsiyeler arasındadır.
Üşütmenin Belirtileri Nelerdir? Üşütmenin Tedavisi Nasıldır? Hakkında Sık Sorulan Sorular
Üşütme durumu vücudun genelinde ve üst solunum yolunda, yabancı unsurlara yönelik çalışan savunma mekanizmasının bir gereği olarak iltihabi reaksiyon başlatmasının bir sonucudur.
Hastalara gün içerisinde bol miktarda sıvı almaları, istirahat etmeleri, soğuktan korunmaları, sıcak çorba ve çay gibi sıvı gıdaların tüketimine ağırlık vermeleri ve bol miktarda C vitamini alacak şekilde beslenmeleri tavsiye edilir.